Türkiye'nin en iyi haber sitesi
MEVLÜT TEZEL

CHP, Yılmaz Özdil’i neden kovdurdu?

Sözcü gazetesinin kanalı Sözcü TV'nin kurucularından olan Yılmaz Özdil, görevinden uzaklaştırıldı.
Oysa kanal açılalı bir hafta olmuştu.
Özdil, aylardır bu kanalın açılması için çalıştı. Yeni görevinde çok hevesliydi.
Özdil, "Sokağa çıktığınızda, gençlere baktığınızda iki adayın seçimi kazanma ihtimali var ve kamuoyu onları istiyor.
Meral Akşener bunu dile getirdiği için masa tarafından dışlandı. Ayrılmak zorunda kaldı. CHP'li bir gazeteci olarak söylüyorum 'Meral Akşener masayı dağıttı' demek bir gazetecilik ahlaksızlığıdır" dediği için bizzat CHP yönetimi tarafından hedef tahtasına konduğunu yazdı.
Kendisine yönelik yıpratma kampanyasına CHP'yi kaynak aktarmakla suçladı. "CHP'nin parasına yazık kardeşim" dedi.



Özdil'in Akşener eleştirisindeki bazı bölümlere katılıyorum. İki belediye başkanından birinin aday gösterilmemesi tıpkı birçok insanın adını bile duymadığı Ekmeleddin İhsanoğlu'nun Cumhurbaşkanı adayı gösterilmesi gibi garip bir durum.
Ama Özdil'in 'Meral Akşener masayı dağıttı' diyenleri ahlaksız gazeteci ilan etmesi büyük hadsizliktir!
Akşener'in tavrını haksız bulanlar bu mesleği, geçmişinde büyük gazetecilik hatalarına imza atan Özdil'den öğrenecek değiller!

GÜYA ÖZGÜRLÜKÇÜLER!
Öte yandan Özdil'in canlı yayında Akşener'i haklı bulduğu için de TV kanalındaki görevinden uzaklaştırılması da basın ve fikir özgürlüğüne aykırı bir tavırdır.
Medyada birinci kural; genel yayın yönetmenleri ve yazı işleri müdürlerinin editoryal bağımsızlığı olmalıdır.
Ne yazık ki, birçok siyasi parti konu basın özgürlüğü olunca kendi çıkarlarına göre hareket ediyor! Basın ve ifade özgürlüğü hep lafta kalıyor!
CHP yönetiminin, çıkarlarına aykırı konuştuğu için Özdil'i kanaldan uzaklaştırması ibretlik bir durum!
Böylece her fırsatta basın ve ifade özgürlüğü hakkında nutuklar atan CHP yönetiminin samimi olmadığını bir kez daha görmüş olduk.

***

ÇÜRÜK KONUT SATAN DA KİRALAYAN DA SUÇLU
Kadıköy'de beş katlı apartmanın en üst katında kiracı olarak oturan Canan Coşkun, 55 yıllık binanın kolonları ve duvarlarında çatlak olduğunu iddia ederek, daireyi boşalttı.



Ev sahibinin daireyi tekrar kiraya vereceğini öğrenince de evden ayrılmadan önce binaya "Bu bina çürüktür" yazılı pankart astı.
Canan Hanım'a bravo.
Yıkılan çürük binalardan sadece müteahhitler mi suçlu? Binanın çürük olduğunu bile bile dairesini kiraya veren ya da satanların hiç mi sorumluluğu yok?

***

TFF ADİL DAVRANMIYOR!
Fenerbahçe yönetimi, 1959 öncesi kazandıkları şampiyonlukların tescilinin resmen talep edilmesinin üzerinden iki yıl geçtiğini ama Türkiye Futbol Federasyonu'nun (TFF) iki yıldır bu talebe yanıt bile vermediğini açıkladı.
Bu konuda daha önce de yazmıştım: Aslında bu adalet arayışı sadece Fenerbahçe için değil. 1959 yılı öncesi Beşiktaş'ın yedi, Gençlerbirliği'nin iki, Harp Okulu'nun iki, Ankara Demirspor, Eskişehir Demirspor, Göztepe, Galatasaray, Güneş, Ankaragücü, İstanbulspor, Muhafızgücü ve Harbiye takımlarının da bir şampiyonluğu var.
1959 öncesinde farklı bölgelerde turnuvalarda bölge birincileri Türkiye Futbol Şampiyonası'na katılır, maçlar eleme usulüyle oynanır ve kazanan Türkiye Şampiyonu sayılırdı.



Ama bazıları "1959'dan sonra profesyonel yapı oluşturuldu, önceki şampiyonluklar sayılmaz" diyor. Bir diğer bahane ise; o zaman takımlar amatörmüş. Komik bahaneler bunlar!
O yıllarda tüm dünyada bizdekine benzer statüde şampiyonluklar belirlenirdi.
Benzer tartışma İtalya'da da yaşandı. Genoa'nın iki maç oynayıp şampiyon sayıldığı sezon bile var. Oysa 1959 yılı öncesinde bizde bir sezonda 15-20 maç oynanır ve öyle şampiyon olunurdu.
1922'de İtalya'da iki ulusal organizasyon düzenleniyor ve birinde Pro Vercelli, diğerinde Novese şampiyon oluyor ve iki takım da 1922'nin şampiyonu kabul ediliyor.
Görüyorsunuz, İtalyanlar kim ulusal futbol organizasyonu şampiyonu olduysa hakkını vermiş.
Bizde neden bu yapılmıyor? Galatasaray'ın şampiyonluk yıldızları fazla kalsın diye mi? Bu adil bir yaklaşım mı?
1959'dan önceki şampiyonlukların kabul edilmemesi tarihe ihanettir, toprak sahalarda ter dökmüş, bazıları vatan kahramanı futbolcuların hakkı yenmektedir!
Ayrıca UEFA organizasyonlarının başlama tarihi 1955. Bu tarihten önce hiçbir Avrupa ülkesi, Avrupa kupalarında oynamadı. Bizde ise Avrupa kupalarına gitmeyenin şampiyonluğu sayılmıyor. Ama diğer ülkelerde sayılıyor. Çünkü emeğe saygı var. Avrupalılar hak, hukuk, adalet neyse uyguluyor.
Sadece Fenerbahçe'ye değil 1959 öncesi şampiyon olmuş bütün takımlara hakları teslim edilmeli.

***

'TERMİNATÖR' GERÇEK Mİ OLACAK?
Çin ordusuna ait Aerodinamik Araştırma Merkezi'nden yürütülen bir çalışmada, yapay zekâ destekli sistemlerin gerçek hayattaki bir it dalaşı durumundaki yetenekleri araştırıldı.
Uçaklardan biri yerdeki bir insan tarafından uzaktan kontrol edildi. Diğeri ise bir yapay zekâ pilotu tarafından kontrol edildi.
Ve yapay zekâ pilotu, tepki hızı açısından insan pilotlardan çok daha iyi performans gösterdi.



Yapay zekâ, karşılaştığı her insan savaş pilotunu yenmeyi başardı.
Araştırmacılar, yapay zekânın üstün hesaplama gücü sayesinde savaşın gelişimini sürekli olarak önceden tahmin ettiğini ve rakiplerine karşı bu sayede belirgin bir avantaj elde ettiğini belirtiyor.
Yapay zekânın hava muharebelerinde de insanların yerini alması bekleniyor.
Yani bir gün savaş uçağı pilotları da mazide kalacak.
Peki, yapay zekâ kontrolden çıkarsa ne olur? O zaman da 'Terminatör' filmi gerçek olur!
Zaten günümüzde Skynet olma çabasında olan şirketler var!

***

Altyazı
"İnsanlar nadiren değişir. Ve değiştiklerinde güvenilemezler." (The Blacklist )

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA