Türkiye'nin en iyi haber sitesi
MEVLÜT TEZEL

Prezervatifin KDV’si neden düşmeli?

Şimdi bu başlığı görünce "Her şey ucuzladı, tek pahalı prezervatif mi kaldı?" diye dalga geçenler olabilir.
Kamu yararı uğruna dalga geçilmeye razıyım.
Amacım olası bir salgına dikkat çekmek!
Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi'nden Prof. Dr. Sıla Akhan Türkiye'de HIV vakasının artığını açıkladı:
"Polikliniğe her hafta 1-2 tane yeni HIV (AIDS) vakası geliyor. Bunların bir kısmı gerçekten hastalığın başında olan kişiler bir kısmı da çok geç tanıda olan insanlar. Sıra dışı bir fazlalık var... Enfeksiyonu olup da bulaştırmaya devam eden, aynı zamanda bilmeyen çok kişi var. HIV gizli bir pandemi gibi."



Ve ekledi: "HIV öyle bir enfeksiyon ki 10 yıl hiçbir şikayet yapmadan normal hayatın sürdürülmesini sağlıyor. Ama bu şekilde devam ederken immün sistemi yıpratıyor. Eğer 10 yılı geçirmişse hastanın geri dönüşü çok zor oluyor."
HIV virüsü taşıdığından habersiz kim bilir kaç kişi var? Teşhis edilmezselerse birçok insana bulaştırıyorlar!
Bir dönem AIDS en korkulan hastalıktı. Bilinçlenme ve korunmayla birlikte dünya genelinde AIDS'de büyük gerileme yaşandı.
Eğer Prof. Akhan'ın dedikleri doğruysa ülkemizde artıyor demektir.
Türkiye geçtiğimiz yıl 56.7 milyon turist ağırlayarak Avrupa'da en çok turistin ziyaret ettiği ikinci ülke oldu. Dünya sıralamasında ise dördüncü sıradayız.
Bir de göçmenleri hesaba katarsak bu büyük insan sirkülasyonunda korunmasız cinsel ilişkiler HIV vakalarını artırır.
Sağlık Bakanlığı HIV vakalarında net rakamları paylaşırsa, artış oranına bağlı olarak AIDS'le ilgili toplumda farkındalık projeleri devreye girebilir.
Bu konuda göçmenler de eğitilmeli.
Prezervatif fiyatlarındaki inanılmaz artışın da HIV'in yayılmasında etkisi olabilir.
Bir paket prezervatif 200 TL olmuş!
Eğer bahsedildiği gibi gizli bir HIV pandemisi varsa acilen önlem alınmalı.
Halkı bilinçlendirecek kamu spotları çekilmeli.
Prezervatifteki yüzde 10 KDV oranı düşürülmeli! Lüks ürün olmamalı!
Sağlık ocaklarında ücretsiz prezervatif dağıtılmalı!
AIDS'e karşı en etkili silahlar; halkın bilinçlenmesi ve prezervatif!

***


BURADA FUTBOLU KADINLAR TAKİP EDİYOR!
Güney Kore'de futbolu tribünden takip eden kadınların sayısının erkeklerden fazla olduğunu biliyor muydunuz?
Basketbol ve beyzbolda da durum aynı.
New York Times, spor müsabakalarını takip eden taraftarın en az yüzde 55'inin kadın olduğunu yazdı.
Günümüzde Recep Çetin, İbrahim Üzülmez, Franck Ribery, Ronaldinho gibi futbolcular da kalmadı. Çoğu manken gibi.



Yani kadınların futbola ilgisinin artması normal ama bu sadece Güney Kore'de oluyor!
Haberde, Güney Kore'de stadyumların kadınlar için güvenli olduğu, ailelere uygun bir atmosfer yaratıldığını, hatta çocuklar için özel oyun alanları oluşturulduğu belirtiliyor.
Demek ki, böyle bir ortam oluşturulursa kadınların sayısı artıyor.
İlginin asıl nedenini ise Güney Kore'de oyuncuların sporcu değil, ünlü gibi görülmeleri.
Kadın sporseverler, futbolcu ve basketbolcuları Kpop hayranlarının idolleri gibi takip ediyorlar.
Özetle Güney Kore sporu eğlence sektörüne dönüştürerek işi çözmüş.
Ayrıca kadın taraftar çocuğuyla birlikte daha çok para harcar!
Bizim kulüpler de Güney Kore'yi örnek almalı.

***


BİR BU EKSİKTİ!
ABD ve Çin'den bir araştırmacı ekip, bir kişinin parmak izini dokunmatik ekranı kaydırırken çıkardığı sesten nasıl yeniden oluşturabileceklerini keşfetti.
Independent Türkçe'nin haberine göre 'PrintListener' adı verilen teknik, parmağın kabarcıklı çizgilerinin desenini, ekran boyunca kayarken ürettiği akustik sinyaller aracılığıyla yeniden oluşturuyor.
Araştırmacılara göre bilgisayar korsanları akıllı telefondaki mikrofonu kullanarak sesi kaydedebilir ve kurbanın parmak izini çalabilir.
Bir bu eksikti!



Parmak izini çalan, her şeyi yapar!
Uzmanlar sesli ve görüntülü arama yaparken parmaklarınızı telefon ekranında kaydırmamaya çalışın diyor ama cep telefonunda parmak kaydırmadan ne yapılır ki?
Burnumuzu mu kullanalım?
Cem Yılmaz'ın "CIA senin b.klu hesabını ne yapsın? Pentagon'da sen konuşuluyorsun emin ol!" esprisinde olduğu gibi istihbarat örgütleri peşimizde olmayabilir.
Bu karmaşık teknikle normal vatandaşın telefonuyla uğraşmazlar!
CEO'ların, büyük şirketlerin güvenlik uzmanlarının, siyasetçilerin parmak izini çalabilirler! Askeri ve ekonomik hassas bilgilerin peşine düşebilirler.
O yüzden kamuda ve özelde önemli mevkilerdeki yöneticilere aman dikkat diyelim!

***


EVLİLİK YARDIMI, KREDİSİ YETMEZ!
TÜİK'e göre, Türkiye'de evlenme yaşı erkeklerde 28,3 iken kadınlarda 25,7 oldu.
2001'de bu rakam erkeklerde 26, kadınlarda ise 22,7'ydi.
İlk evlenme yaş ortalamasının yükselmesinin bireysel yaşamın artması, kariyer planlarının uzaması, işsizlik, enflasyon gibi birçok nedeni var.
Ve bu nedenler tek yaşayanların sayısını 5 milyon 192 bin 825'e yükseltti.



Evlilikler gecikirken, evlenen sayısı düşerken ve boşanmalar artarken Avrupa'da son 20 yılda doğurganlık hızının en çok düşük ülkesinin Türkiye olması normal.
Öte yandan ülkemizde göçmenlerin doğum oranı daha yüksek.
En önemlisi Türkiye'deki Suriyeliler oldukça genç bir yaş yapısına sahip; ortanca yaşları 22. Bizim ise 33,5.
Üstelik başka ülkelerden de göçmenlere ev sahipliği yapıyoruz.
Tüm bu veriler gelecekte Türkiye'nin demografik yapısının değişeceğini gösteriyor.
Gençlere evlilik desteği, kredisi, çocuk yardımı vs. bunlar olumlu gelişmeler ama daha fazlasına ihtiyaç var!

***


Altyazı
"Her gün işe gidiyorsun, akşamları erken uyuyorsun ve bunun karşılığında aldığın tek şey koltuk takımı! Bu senin hayatın ve an be an sona eriyor." (Fight Club)

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA