Türkiye'nin en iyi haber sitesi
ÖZGE'NİN NOT DEFTERİ ÖZGE ULUSOY

Tarihin ilk moda ikonu

MARIE ANTOINETTE

Geçen hafta Paris Fashion Week'i de atlattık. Paris her ne kadar hâlâ aklımızın bir köşesinde modanın başkenti olarak yer etmişse de, bu algısını kaybediyor. Londra ve New York güçlü birer moda şehri olarak Paris'e rakip olsa da, moda denince artık akla ilk gelen şehir Milano sanırım. Paris, devam ettirdiği ününü de Milano ile paylaşmak zorunda kalıyor...

KRALİÇE'NİN MODA MERAKI
Moda tarihçilerine göre dünyanın ilk moda başkenti; bir dönemin en büyük imparatorluklarından olan Bizans'ın başşehri Konstantinopolis ya da günümüzdeki adıyla İstanbul. Güzel şehrimizde tüccarlar, develerin sırtında taşıdıkları her türlü kumaşı, deriyi, parfüm yağını, Sultanahmet Meydanı'nda sergiliyorlarmış. Daha sonra İtalya ve İspanya, Akdeniz'e açılan kapıları sayesinde, moda şehri olma özelliğini İstanbul'dan devralmış. Saraylarındaki asiller, neyin moda olduğuna dair terzilerinin maharetlerine göre yarışa giriyorlarmış. Bu zengin kesim, saraylarının ve konaklarının camlarından ufukta yaklaşan gemilerin yolunu gözlerler, dürbünde bir gemi gördüklerinde hemen uşaklarını bol para ile yaklaşan gemilerden yeni kumaşlar ve parfümler almaya yollarlarmış.
Paris'i moda başkenti yapan isim ise tanıdık: Meşum kraliçe Marie Antoinette. Hakkında yüzlerce kitap yazılan, onlarca film çekilen Fransa'nın devrik kraliçesi Antoinette, aslında bir Avusturyalı. Küçük yaşta geleceğin kralı 16. Louis ile evlendirilmek üzere Versay Sarayı'na yollanıyor. Fransızlar, Alman asıllı genç prensesi kaba saba bulup küçümsüyorlar. Genç Marie ise onlara ne kadar zevkli olduğunu ispatlamak için kıyafetleri kullanma yolunu tercih ediyor. Terzisi Rose Bertin ile birlikte dünyanın pek çok yerinden kendisine kumaşlar, danteller, ipekliler, kürkler, elmaslar taşıyan tüccarların mallarını elden geçirip her biri sanat eseri olan kıyafetler yaratıyorlar. Antoinette, hem kendi ismini, hem de krallığın zenginliğini dünyaya duyurmak için diğer Avrupa saraylarına kendisinin küçük ebatta yapılmış porselen bebeklerini yolluyormuş. Bu bebekler, kraliçenin kıyafetlerinin küçük kopyalarını giyiyormuş.

ACIKLI SON
Bu moda merakı, müsrifliği doğurmuş ve kraliçe, Fransa'nın ekonomik çöküşünün tek sembolü olarak görülmüş. Fransız İhtilali çıktığında saraya saldıran halk, Antoinette'in odasına gidip nesi var nesi yok yağmalamışlar. Giyotine giderken üstünde sade, uzun bir beyaz gömlek olduğu tarihi kayıtlarda var. Kraliçe; dünya tarihinin hem en çok konuşulan, hem de en nefret edilen şahsiyetlerinden biri; ancak Paris'in günümüze kadar gelen 'modanın başkenti' algısının da ilk mimarı. Bu nedenle acıklı bir son ile hayata gözlerini yuman kraliçeyi algı stratejisti olarak hafife almamamız gerekiyor.

YAZARIN BUGÜNKÜ DİĞER YAZILARI
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA