MAÇ başladığında gördük ki Ersun Yanal orta sahayı kalabalık tutma ve kenarları kapatma düşüncesinde. Önde Serdar gibi bir oyuncuyu kullanma yanlışlığıyla oyuna başladı.
Mehmet Yıldız gibi vücudunu kullanma becerisi olan, önde top tutma yeteneğine sahip bir futbolcuyla maça başlamaması bana göre stratejik bir hataydı. Belki ilk 15 dakika Eskişehirspor'un istediği tarzda geçti. Ama Beşiktaş özellikle 20. dakikadan sonra oyunda tempoyu artırdı, orta sahasının fizik gücünün üst düzeyde olmasıyla birlikte Eskişehirspor'u kendi alanında hapsederek iki kenardan da İsmail ve Hilbert'i hücum organizasyonlarında kullanarak Eskişehirspor kalesinde gol pozisyonları üretmeye başlayan taraftı. Ekrem'in direkten dönen topu ve Beşiktaş'ın ilk yarıda yararlanamadığı 2-3 net gol pozisyonu var. Bir de Beşiktaş'ta Almeida ve Edu'nun hiçbir katkı yapmadığını belirtmek gerekiyor.

'OH' ÇEKTİRDİ
Eskişehirspor, kalecisi İvesa'nın mükemmel oyunuyla ilk yarıyı gol yemeden kapattı. İkinci yarıda Ersun Yanal'ın bir hamle yapması gerekirken aynı oyuncu kadrosu ile sahada yer alması bana göre Beşiktaş'ın en önemli şansıydı. Beşiktaş'ın attığı gol tipik korner golü. Golden sonra ise Eskişehirspor tüm riskleri ele aldı ama iş işten geçmişti.
Beşiktaş ise rakibin bütün riskleri aldığı anlarda rakibi az adamla yakaladığı zamanlarda farkı açması gerekirken final paslarındaki yetersizlikler nedeniyle kendilerini rahatlatacak golü maçın son dakikalarında Mustafa Pektemek'le buldular.

QUARESMA'YI ARADILAR
Şurası bir gerçek ki Beşiktaş şu an ligimizde fizik gücü en üst düzeyde olan takım. En önemli özelliklerinden biri de topu öne çabuk oynamaları. Tempoyu artırdıkları zaman rakibi kendi alanından çıkartmayarak gol pozisyonları üretme becerileri var. Yalnız oyunun kilitlendiği anlarda Quaresma gibi çalım yeteneği üst düzeyde olan bir oyuncunun eksikliği çekiyorlar.