Bu hafta SBS'ler başlıyor. Allah gençlerimizin ve ailelerinin yardımcısı olsun. Ergen olmak zor; ergenin anne, babası olmak daha da zor. Kesinlikle anne babalara bir tavsiyede bulunmuyorum. Bu yanlış olur. Ben ne psikolog, ne de bir bilim adamıyım. Ama hiç olmazsa olumsuz davranışlarımızı yüzde 10 azaltalım diyorum. Çocuklarımıza sorumluluk verelim. Hiç sorumluluk verilmeden, ilköğretim 2'nci kademeye gelen çocuklara, kocaman bir sınav yükü getirirseniz, pembe dünyalarını yıkarsınız. Ayrıca anne babalarda, özellikle annelerde açık söyleyeyim, kendi içinde büyük bir yarış var. "Efendim ben şunu olamadım, şu mesleği yapamadım, bu içimde yara..." Şunu göz ardı etmeyin; çocuklarınız sizin yara bandınız değil. Bir de çocuklarınızı kimseyle kıyaslamayın. Beş parmağın beşi aynı olmadığı için, herkes kendi çocuğunun ilgi, istek, kapasitesini kabul etmek zorunda.
Aile yapımız kutsaldır
Bizde aile kutsaldır. Amerika'da, Avrupa'da gençler 18 yaşına geldiğinde kapının önüne konur. Bizde ise, aile ömür boyu çocuğunun arkasındadır. Gençler şunu iyi bilin; aileleriniz yemez içmez, size yedirir içirirler. Kısacası fedakârdırlar. En değerli varlıkları olan siz çocuklarının, iyi okulları kazanabilmesi için, bazen yanlış davranabilirler. O eli öpülecek olan insanlara anlayış göstereceksiniz. Unutmayın ki, sınavdan sonraki günlerde tek başına kaldığınızda anne, babalarınızın kanatları altına sığınacaksınız.
Bu saatten sonra sevgili veliler sınava hazırlanırken öğrencilerin; ders çalışma sistemlerini, yemek yeme şeklini ve uyku alışkanlıklarını kesinlikle değiştirmeyin. Çocuklar kendilerini daha iyi bilirler. Bunun yanı sıra sınavdan bir önceki gün, stresini azaltalım, gezmeye götürelim gibi bir şey düşünmeyin. Çocukların en sinir oldukları düşüncelerdir bunlar. Sınav sabahını doğal bir gün olarak kabul edin. Prens ya da prenses gibi davranıp, onların da asabını bozmayın. Sınava girecekler, tabii ki çocuklar yapabildikleri kadar doğru net çıkaracak. Onların en iyiyi yapacaklarını aklınızdan çıkarmayın. En büyük nimet sağlık. Allah önce çocuklarımıza sağlığını versin.
Neye dikkat etmelisiniz?
Sınava giren öğrenciler, Türkçe, matematik, fen, sosyal ve dil sorularıyla karşı karşıya gelecek. Gelin sınavı yemeğe benzetelim. Genç, bir lokantaya giriyor. Orada ana yemek olarak Türkçe ve matematiği isteyecek. Çünkü katsayıları dört. Ana yemeği çok iyi yiyecek, tabaklar tertemiz bulaşık makinesine gidecek. Ara yemek olarak sosyal ve fen gelecek. Burada da katsayılar üç. Onu da yedi. Karnım doydu diyemez. İki soda içer, akabinde dil denen tatlıyı da yemek zorunda. Katsayısı bir.
Gençlerimizi uyarmak istiyorum. Burada iki ders gizlice başrolü oynayacak. Bunlardan biri matematik, diğeri fen bilimleridir. O zaman bu sistemle kazanmak istiyorum diyen genç, matematik ve fen bilimlerine ağırlık verecek. Ama arkasından da Türkçe ve sosyalin tamamına yakınını doğru yapacak. Yabancı dilden de elinden geldiği kadar fazla yapmaya çalışacak. Gençler, bu sınavlara hazırlık cesaret ister. Hepiniz kahramansınız. Siz kahramanların önünde saygıyla ceketimin düğmelerini ilikliyorum.
