Türkiye'nin en iyi haber sitesi
HASAN CELAL GÜZEL

Kafalar tekrar karıştırılmasın

Önceki gün PKK saldırısında 9 askerimizi şehit vermenin teessürü içindeyim. Bu üzüntümün arasında, 1 Mart Tezkeresi'nde gerçekleri göremeyenlerin, 'Her gün Irak'tan tabutlar gelecek' sözünü hatırladım. Şimdi tabutları görünce acaba bu sözleri onları rahatsız etmiyor mu?.. Başbakan Erdoğan, o zaman gerçeği görmüş, lâkin grubuna lâf anlatamamıştı. O sırada terör meselesini kökten çözebilecekken, bugün bazılarımız ne dediğini bilmeyen şaşkın ördeklere döndüler. Bir avuç şalvarlı eşkıya, aydınlarımızı(!), yazarlarımızı, politikacılarımızı ve sözde devlet adamlarımızı parmağının ucunda oynatıyor...

***
Daha önce yazdığım gibi, aslında -geç de olsa- terör meselesinde sona yaklaşılmıştır. Başbakan Erdoğan geçen yıl sonbahardan itibaren terörle mücadele konusunda yöntem değişikliğine gitmiş ve verilen etkin mücadele sonunda terör örgütü iyice köşeye sıkıştırılmış; teröristlerin dörtte üçü etkisiz hâle getirilmiştir.
Bu son saldırı, örgütün gücünü değil, köşeye sıkıştığını göstermektedir. Çok sayıda (300 civarında) örgüt militanıyla yapılan saldırıyı doğru değerlendirmek lâzımdır. Şöyle ki:
Önce şu gerçeğin altını çizelim: Irkçı-bölücüler içinde herhangi bir ciddî ayrılık söz konusu değildir. Bazı iyi niyetli gözlemciler örgüt yöneticileri tarafından aldatılmakta ve kullanılmaktadır. Terör örgütünün lideri Apo'dur ve son saldırı talimatının da ondan çıktığı açıktır. Geçen yıldan beri Apo'nun tecridi faydalı olmuştur ama örgütle irtibatı tam olarak kesilememiştir.
Apo'dan sonra ikinci emir ve komuta merkezi Kandil'dir. Karayılan, terör örgütünde gerekli koordinasyonu sağlamakta ve terör eylemlerini yönetmektedir. Suriyeli Bahoz Erdal'ın ya da Cemil Bayık'ın, Karayılan'dan ayrı bir saldırıda bulunmaları mümkün değildir. Asıl şaşırtan husus, basit bir 'kayıkçı kavgası'nın bizim allame yorumcuları ve sözde terör uzmanlarını kolayca aldatabilmesidir.
BDP Eş Başkanı Demirtaş'ın PKK'ya yaptığı çağrıyı da bu kayıkçı kavgası çerçevesinde değerlendirmek lâzımdır. Burada asıl hedef, örgütün saldırıları durdurması değil, kuşatılmış bulunan 300 militanın kurtarılmasıdır. Bu, aslında güvenlik kuvvetlerine yönelik bir çağrıdır.
***
PKK terör örgütünün, bu şekilde önceden dikkatle hazırlanmış saldırılarını Başbakan'ın yurtdışında olduğu zamana denk getirmesinin sebebi, özellikle son G-20 zirvesinde en üst noktaya ulaşan Türkiye'nin ve Erdoğan'ın itibarına gölge düşürmektir. Ayrıca, terör örgütü güç gösterisi yapmakta ve ikinci bir Oslo pazarlığına zemin hazırlamaktadır. Bu arada, Kürtçe'nin seçmeli ders olarak okutulması kararının bölgede uyandırdığı olumlu hava da bozulmak istenmektedir.
Diğer taraftan, terörle mücadelede bazı üst seviyedeki zevatın yanlış beyanları, hem örgütü terör eylemleri konusunda cesaretlendirmekte, hem de aşağıda mücadele veren güvenlik güçlerinin hızını kesmektedir.
Şu gerçek unutulmamalıdır: Terörle mücadelede verilen tâvizler hiçbir olumlu netice doğurmaz, bilâkis teröristleri terör eylemlerini artırmaya yöneltir.
***
Sonuç olarak, son terör saldırısı hepimizi çok üzmüştür ama bu eylem 300 civarında teröristi etkisiz hâle getirecek ve PKK bakımından bir 'intihar saldırısı' oluşturarak örgütün sonunu hızlandıracaktır.
Başbakan Erdoğan, başarılı terörle mücadelesinde partisinin şu sloganını uygulamalıdır: 'Durmak yok, yola devam!'

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA