Türkiye'nin en iyi haber sitesi
NİHAT HATİPOĞLU

Bizi doğru olmak kurtarır

İslam doğruluk üzerine kuruldu. Hz. Peygamber de davetini doğruluk üzerine bina etti. "Rabbim Allah'tır deyip sonra da dosdoğru olanlara hiçbir korku yoktur. Onlar üzülmeyecekler de" (Ahkâf/13) ayeti, doğruluğun insana kayıp ve zarar vermeyeceğini belirtiyor.
Doğru olan sonunda mahzun olmayacaktır. Doğruluk bazen kişiyi zarara uğratsa da sonuçta mutlaka zaferin kapısını açacaktır.

OLMAZSA OLMAZ ŞART
Hz. Peygamber, "İslam'ı tebliğ et" emri geldiğinde Mekke'nin putperest insanlarını Ebu Kubeys denilen dağa davet etti. Gelen insanlara ilk sorusu şu oldu: "Size birazdan şuradan bir düşman ordusu gelecek ve size saldıracak desem bana inanır mısınız? Beni doğrular mısınız?" Oradakiler şöyle dedi: "Senin yalan söylediğini hiç görmedik."
Doğruluk, Mekke'nin putperestlerinde bile itibar edilen bir değerdi. Her toplumda doğruluğun itimadı perçinlediği garip görülmemelidir. Bir iman ehli için de doğruluk imanın olmazsa olmaz şartıdır.

İHTİYARLATAN AYET
"Öyleyse emrolunduğun gibi dosdoğru ol. Beraberindeki tövbe edenler de dosdoğru olsunlar. Hak ve adalet ölçülerini aşmayın. Şüphesiz O, yaptıklarınızı hakkıyla görür" (Hud/112) ayetiyle ilgili olarak Hz. Abbas'ın oğlu der ki: "Bütün Kuran içinde bu ayetten daha ağır ve daha çetin bir ayet inmemiştir."
Bu nedenle Peygamberimiz, "Hud Suresi ve benzerleri beni ihtiyarlattı" buyurmuştur. Ayet, istikamet sahibi Hz. Peygamber'e istikamet emrini verirken doğru olmayanların nasıl bir akıbete uğrayacağına dair bize de bir hatırlatmada bulunmuş oluyor.
Muhtemel ki "Bu ayet beni ihtiyarlattı" sözü ümmetin doğru olmayan fertlerine yönelik teessürü de ifade etmiş oluyor.

AKIN AKIN İNEN MELEKLER
Doğru olanlar iki dünyada da mükâfat göreceklerdir.
"Rabbimiz Allah'tır deyip sonra da doğrulukta devam edenlere gelince, onların üzerine melekler iner ve derler ki: Korkmayın, üzülmeyin, size vaat edilen cennetle sevinin." (Fussilet/30).
"Doğrulara ahirette doğrulukları fayda sağlar." (Maide/119).
Doğrulardan Allah razı olur, onlar da Allah'ın taksimatından razı olacaklardır. Ayetler böyle diyor. Bu ayetler neyi anlatıyor peki? Doğruların dünyada bazı kayıpları olsa da buna üzülmemelerini, onların karşılığını fazlasıyla göreceklerini hatırlatıyor. Gam yok diyor.

CENNETLİKLER
Adamın biri Peygamberimize gelip sordu: "Ey Allah'ın Resulü, İslamiyet hakkında bana öyle bir şey söyle ki artık başkasına bunu sorma ihtiyacı duymayayım." Efendimiz şöyle cevap verdi: "Allah'a iman ettim de ve sonra dosdoğru ol!" (Müslim).
Söz ehli, ticaret ehli, din ehli, sanat ehli velhasıl her meslek ehli doğru olmalıdır. Allah, iman ehlinden doğruluk bekliyor: "Ey iman edenler! Doğru söz söyleyin ki, Allah sizin işlerinizi düzeltsin ve günahlarınızı bağışlasın." (Ahzab/70). Doğruluk iyiliğe, iyilik de cennete götürür.
Doğruluğun en büyük mükâfatı, kişiye sağlıklı bir vicdan muhasebesi vermesidir. Doğru vicdan doğruluğa, doğruluk ise doğru vicdana götürür.

***

KENDİMİ AFFETMEM

Fudayl b. Iyaz, hac mevsiminde Arafat'ta dua ediyordu. Sakalını kavramış bütün gün şöyle yalvarıyordu: "Ey Allah'ım! Sen beni affetsen de yaptığım günahlardan ötürü ben kendimi affedemem. Yazıklar olsun bana işlediğim günahlardan dolayı!"

***

BİR DUA

"Ey Cebrail'in, Mikail'in, İsrafil'in Rabbi! Ve Muhammed'in Rabbi! Ateşten ve kabir azabından sana sığınırım."
Not: Hz. Peygamber bu duayı sabah namazının ardından okurdu.

***

SİZİN KALBİNİZ HANGİSİ?

Yüce Allah'a salim bir kalple Allah'a gitmek lazım. "O ahiret günü ne mal ne de evlat fayda vermez. Salim bir kalple gelen hariç." (Şuara/88-89).
Denir ki 5 çeşit kalp vardır:
Ölü kalp: İmansızların kalbi.
Hasta kalp: Tamamen dünya sevgisiyle dolu kalp.
Gafletteki kalp: Kâh dünyaya, kâh ahirete yönelen istikrarsız kalp.
Uyanık kalp: Allah'ı anmakla meşgul olan kalp.
Diri kalp: Peygamberlerin, sahabenin ve kendini arındırmış olan sadıkların kalbi.

***

MAZLUMUN HAKKINI VERMEK

Süfyan-ı Sevri anlatıyor: İsrailoğulları yıllar boyunca suyla imtihan edildiler. Susuzluk ve kıtlık yaşadılar. Hatta ölüleri yemeye başladılar. Dağların tepesine çıkıp dua ediyorlar ama fayda sağlamıyordu. Hz. Musa bu hâli Yüce Allah'a arz etti. Dua edip yalvardı.
Yüce Allah şöyle vahyetti: "Musa! Onlar dua ve ibadette kırbaca dönseler (vücutlarında et kalmasa) mazlumların hakkını vermedikçe ben üzerlerindeki bu belayı kaldırmam!"

***

BÜYÜK GÜNAH İŞLEYENLER İMANİ AÇIDAN NE DURUMDADIR?

İslami esaslara eksiksiz inandığı hâlde çeşitli sebeplerle şirk, küfür dışındaki büyük günahlardan birini işleyen bir kişi günaha girer. İşlediği günahı helal saymadıkça mümindir. Bu günahından dolayı ceza görecektir. Ancak bu kişiye tövbe kapısı açıktır. Allah dilerse affeder, dilerse cezalandırır. Ama imani açıdan mümin olduğu için sonunda cennete girer.

Şirk ile küfür arasında herhangi bir fark var mı?
Küfür, Peygamberimizin yüce Allah'tan getirdiği kesinlikle sabit olan dini esaslardan birini veya birkaçını inkâr etmektir. Şirk ise Allah'ın varlığını kabul etmekle beraber ilahlığında, isim, sıfat veya fillerinde Allah'a ortak koşmaktır. Küfür genel, şirk ise daha dar kapsamlıdır. Bir Müslüman'ın küfre düşmesi zor, şirke düşmesi ise daha kolaydır.

Camilerde namazdan sonra toplu tespih çekiliyor. Bu uygulama Peygamberimiz döneminde var mıydı?
Namazlardan sonraki tespih uygulaması yani "Sübhanallah, Elhamdülillah, Allahüekber" tespihleri Hz. Peygamber döneminde topluca yapılmıyordu. Herkes kendi kendine okurdu. Ama daha sonraki dönemlerde bilmeyenler çoğalınca cemaatçe uygulanmaya başlandı. Bu yeni uygulama İslam'ın ruhuna aykırı değildir. Faydalıdır. Kötü bir bidat olarak nitelemek sağlıklı olmaz.

Vakit namazlarından sonra kaza kılabilir miyim?
Sabah ve ikindi namazlarından sonra kaza namazı kılmamak daha uygundur. Diğer namazlardan sonra ve bütün namazlardan önce kaza kılabilirsiniz. Kaza namazı için bir sıra takip etmemiz gerekmez. İkindiden önce mutlaka ikindiyi veya yatsıdan sonra mutlaka yatsıyı kılmanız gerekmez. Böyle bir zorunluluk yoktur.

İki bayram arası evlenmek haram mı?
İki bayram arası evlenmek ve düğün yapmak sakıncalı değildir. Bu konuda engelleyici bir hüküm yoktur. Zaten iki bayram arası olmayan bir zaman yok ki! Şu anda bile Kurban ve Ramazan Bayramı arası değil mi?

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA