Türkiye'nin en iyi haber sitesi
HİLAL KAPLAN

15 Temmuz dejavu’su

Sizce beş ay önce Meclis'i, Özel Harekât Komutanlığı ve MİT yerleşkesi bombalanmış, Cumhurbaşkanı suikastın ucundan dönmüş, vatandaşlarının üzerinden tanklarla geçilmiş, sakatlanmış veya öldürülmüş, devlet içindeki bir kliğin devleti topyekûn ele geçirip vatanı işgale yeltendiği bir ülke gibi miyiz?
Twitter'da beni takip edenler bilirler. Özellikle FETÖ'cülerin doluştuğu bir 'bahsedenler' akışı, her tivitimin altında bulunur. Ben nesli tükenmekte olan siyah gergedanlardan bahseden bir tivit atsam, anında altında bitip, şakirtlere özel listede belirtilen "tiran, yalaka, yargılanacaksın" gibi anahtar kelimeleri kullanıp bir şeyler yazarlar. Çoğu 'yumurta' olan bu hesaplara baktığınızda tamamen gazetecilere ve siyasetçilere saldırmak üzere kurulduklarını ve on hesaptan fazla takipçileri olmadığını görürsünüz. FETÖ'nün psikolojik harbinde, 'tivitleri ikiye katlaması' talimatı verilen kuklalardır. Sayelerinde Türkiye, Norton Symantec'in Avrupa, Ortadoğu ve Afrika ülkelerinde yaptığı araştırmaya göre sosyal medyada en çok bot hesap kullanılan ülke haline geldi. Bunlar, 15 Temmuz darbe girişimi püskürtüldükten sonra anında piyasadan kaybolmuşlardı. Ancak ilerleyen süreçte yavaş yavaş yeniden bitmeye ve son bir ay içinde mantar gibi çoğalmaya başladılar.
Şimdi de ana muhalefetin liderinin, 15 Temmuz'a iki gün kala, Meclis grup konuşmasında, kürsüden ettiği şu sözleri hatırlayalım:
"IŞİD'e silah gönderirken belgeleri ortaya çıktı. IŞİD bir terör örgütü ama yıllık 500 milyon dolar petrolden gelir elde ediyor. IŞİD 500 milyon dolarlık petrol gelirini Türkiye üzerinden sağlıyor ve AKP de buna kol kanat geriyor.
Çünkü IŞİD'in Türkiye dışında petrolünü satabileceği hiçbir yer yok."
Bu konuşmadan kısa süre sonra, DEAŞ'ın Esed rejimine petrol sattığı ve bu satışın da Rus işadamı George Haswani'nin üzerinden gerçekleştiği kanıtlandı. Şimdilerde Alman saraylarında tebrikleri kabul eden Can Dündar bile, mahkemede verdiği ifadesinde DEAŞ iddiasını delillendirememiş ve 'öyle duydum' demişti. Hakikatin, bu ve benzeri karaktersizler üzerinde hiçbir etkisi olmadığına yaşayarak şahitlik ettik, ediyoruz.
Ve beş gün önce Kılıçdaroğlu, resmî hesabından şu tiviti attı:
"Türkiye'yi teröre teslim edenler, FETÖ ile menzil arkadaşlığı yapanlar, PKK yöneticilerine övgü düzenler, El Nusra için ricacı olanlar, IŞİD'e silah yardımı yapanlardır."
Şimdi ben deja vu olmayayım da kimler olsun? Ne güzel FETÖ demiş ama değil mi?
Sanki yıllardır devleti saran FETÖ tehdidine işaret edilirken, Kılıçdaroğlu ve arkadaşları "her suçun 'cemaat'e atıldığını" söylememiş, FETÖ'den teslim aldıkları kasetleri Meclis kürsüsünden dinletmemiş, FETÖ'nün gazete ve televizyonları kapatılırken destek ziyaretlerine gidip ortalığı 'basın özgürlüğü' diye velveleye vermemiş, son ABD ziyaretinde onların düzenlediği toplantıya kendi ayaklarıyla gitmemiş gibi!
Sanki 7 Haziran'da, HDP ile ülkeyi 'birlikte iyi salladıklarını' kutlamamış, öldürülen PKK'lıların cenazelerine katılıp başsağlığı dilememiş, terörle mücadeleye 'Saray'ın savaşı', canı pahasına mücadele edenlere 'Sarayın askeri/ polisi' söylemini benimsememiş, bizzat Kılıçdaroğlu "YPG yurt savunması yapmaktadır, terör örgütü değildir" dememiş gibi!
Hepsi bir yana, şu "IŞİD'e silah sevkiyatı" yalanından ötürü, daha bir ay önce CIA'in özür dilediği bir ülkeyiz. Amerikan istihbaratının özür dilediği yalanı, ülkenin ana muhalefet lideri devam ettiriyor ve biz akıl sağlığımızı koruyoruz ya, büyük milletiz gerçekten...
CHP, geçen hafta itibariyle darbe öncesi ayarlarına kesin dönüş yapmıştır. 15 Temmuz darbe girişimine 'kontrollü darbe' diyen Kılıçdaroğlu yüzsüzlüğünü hiçbir demokrasi tarihi yazmamıştır. Faşist bir askeri cuntayı kanıyla canıyla yerle yeksan eden bu halk, bu söylemi hak etmemektedir. Hâlbuki darbeci askerlerin izniyle o gece Atatürk Havalimanı'ndan ayrılıp gelişmeleri son dakikaya kadar Bakırköy ilçe Başkanı'nın evinde izleyen Kılıçdaroğlu, bombalanan Meclis çatısı altında olsaydı, kontrollü nasıl olurmuş görecekti!
Referandumdan ne çıkarsa çıksın, Kılıçdaroğlu'nun halkının acısına bile bigâne, alçakça duruşunu tarih yazacaktır.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA