Türkiye'nin en iyi haber sitesi
HÜLYA GÜLER

Hastane bombalamanın iletişimi

İnternetin nasıl ortaya çıktığını hatırlarsınız; askeri amaçlı. Pentagon'un savunmada kullandığı bilgisayarların birbiri ile iletişim kurabilmesi için geliştirdiği internet, zamanla halkın kullanımına açıldı. Yani bugünkü iletişim teknolojilerinin çoğu aslında bir nevi savaş teknolojisinin ürünü. Özellikle radyo ve televizyonlar savaş zamanlarında çağ atlamış mecralar. Örneğin BBC'nin II. Dünya Savaşı yıllarındaki yayınları savaşın seyrini değiştirecek kadar etkiliydi. Her ülke elbette hem halkı ve ordusunu motive etmek hem de düşmana gözdağı verecek propaganda fırsatlarını değerlendirdi, değerlendirir. Bunun için de etkili bir iletişim yolu muhakkak bulur, yoksa da bu yolu kendi yapar.
En son İsrail'in el-Ehli Baptist Hastanesini bombalaması ile ilgili uyguladığı iletişim taktikleri dikkatimi çekti. İsrail'in dünya kamuoyunu manipülasyonu yeni bir konu değil. Zaten amacım 70 yıldır dünyanın nasıl manipüle edildiğini özetlemek değil. Bu mümkün de değil. Ama yaşadığımız son örnek, bu kadar teknolojiye rağmen hâlâ eski propaganda taktiklerine nasıl da başvurulduğunu göstermesi açısından önemli. İsrail, tam ABD Başkanı'nın ziyaretine saatler kalmışken, tüm dünya kamuoyunun vicdanını yaralayacak bir savaş suçuna imza attı ve hastane bombaladı. Ardından ilk iş bunu reddetti ve suçu Filistinlilere attı. Sonra da ABD Başkanı yani dünyada birçok ülkenin ne derse peşinen kabul edeceği ABD Başkanı'nın, İsrail'e arka çıktığı bir açıklama geldi. Ve böylece 'Hayır, biz hastane bombalamadık' yalanını dünyanın egemen gücüne teyit ettirdi.
'Ne değişir bunun yalan olduğunu herkes biliyor' diyebilirsiniz ama durum hiç de öyle değil. Bu dünyada BM'nin tanıdığı kaç ülke var? Sitesinde 193 üyemiz var diyor. Bunların en az 120-130'u, İsrail'in inkarına tereddütlü baksa da ABD Başkanı'nın sahip çıkmasının önemli bir nedeni var. Biden'ın ziyareti 'din kardeşlerine' İsrail'in yalanına bile bile inanmak gerektiğini hatırlatmak için.
Bu meselenin politik kısmıydı. İletişim taktiklerine gelince, BBC ile başladık, oradan devam edelim. Hastane bombalamasının ertesi günü İsrail tarafının sabah saatlerinde yaptığı basın toplantısını bütün uluslararası kanallar canlı yayınladı. (Sadece silahlarda değil, medyada da orantısız güce dikkat!) Ben de BBC'den canlı izledim. Açıklamanın bir siyasi isimden değil askerden gelmesinden, bu kişinin üniformayla kameraların karşısına çıkmasına, elinde önceki döneme ait fotoları güncelmiş gibi sunmasına kadar göze batan birçok eski propaganda pardon iletişim taktiği söz konusuydu. Bana sorarsanız dünya artık bunlara kanmıyor ama İsrail bir kişi bile inansa kârdır diyor.
Ve sonuç kendi topraklarını savunmak için ellerinde canlarından başka bir şeyi olmayan, çocuklarını gömmek zorunda kalmış, dünyayla bağlantısı kesilmiş, elektriksiz, susuz, ilaçsız bırakılan Gazzelilere 'terörist' diyen bir kesim var dünyada hala. Hem de bütün insanlığın gözü önünde yaşanan her şeye ama her şeye rağmen!
BBC mi, sadece kelime tercihi ile bile İsrail'e yarayacak yayınlarına devam. Bu da Filistinlilerin açıklamalarını iddia, İsraillilerinkini ise demeç kelimesini seçerek yayına veren tüm medya kuruluşlarını İsrail'in barbarlığına ortak etmeye yetmez mi?

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA