Türkiye'nin en iyi haber sitesi
HÜLYA GÜLER

COP 28, Davos ve elektrikli mesajlar

Bu yılki COP 28 (BM İklim Konferansı) daha şimdiden en etkili 5 konferanstan biri sayıldı. Nedeni de Dubai'de toplanan 200'e yakın ülkenin, fosil yakıtları ilk kez iklim krizinin sebebi olarak kabul etmesi. Hemen umutlanmayalım. Zira geçen yıl da böyle önemli bir karar alınmıştı. İklim krizine yol açtığı hesap edilen sanayileşmiş ülkeler, iklim felaketlerinden daha çok etkilenen fakir ülkelere tazminat ödesin denilmiş, bir 'kayıp ve zarar fonu' kurulmuştu. Kuruldu da ne oldu derseniz, kimse yangın ve sel mağduru fakir ülkelere bir kuruş bile ödemedi. Amacım karamsar bir tablo çizmek değil. Sadece gösterilen çabanın samimiyetine dikkat çekmek istiyorum. Örneğin en az iki haftadır bir şekilde global gündemi meşgul eden COP 28, sadece petrol ve kömür kelimeleri yüzünden bir gün uzadı. Daha doğrusu fosil yakıt zengini ülkelerin çıkarını koruma çabası yüzünden. Hani bilimkurgu filmlerinde dünyanın kurtuluşu için bütün dünya ülkeleri bir araya gelir ya; öyle bir sahne düşünün. Ne tartışıyorlar; sonuç metnine petrol ve kömür kelimesinin girmemesini. Hem de yanı başlarındaki Gazze'de masum çocuklar ölmeye devam ederken.
Düşünebiliyor musunuz, insanlığın seviyesini.
İnsanlık demişken, uluslararası medya ve eğlence sektöründen, 'bizi bir şeylere hazırlıyorlar' dedirten birkaç not aktarayım.
Biri, Obama Çiftinin yapımcıları arasında yer aldığı bir film, Dünyayı Ardında Bırak.
Ne yok ki filmde; siber saldırı, elektrik kesintisi, internet kesintisi, yolunu bulamayan şoförler, otoyolları kapatan elektrikli otomobiller, uzaylılar, şüphelilerin İran, Çin, Kore gibi ülkelerin olduğu Amerika'ya ölüm söylemleri...
Sonuç; bir anda analog dönemin teknolojisine gerileyen insanların (bildiğimiz) dünyayı arkalarında bırakarak verdikleri hayatta kalma mücadelesi.
Film Türkiye'de platformlarda boy göstermeden birkaç gün önce ise İngiltere Başbakan Yardımcısı Oliver Dowden'dan filmdeki sahneleri anlatan nitelikte bir açıklama geldi. Güneş patlamalarından kaynaklanacak büyük elektrik kesintilerini gerekçe gösteren Dowden, herkese pil ile çalışan radyo ve mum stoklamalarını önerdi. Ardından bu hafta ABD'nin meşhur çizgi dizisi Simpson'larda da elektrik kesintisi vardı.
Bütün bunlar üst üste gelince komplocular ister istemez dünyayı bir şeye mi hazırlıyorlar demeye başladı. Bütün bunları, komplolara inandığım için yazmadım. Bu konuda bir mesaj verme çabası olduğunu anlatmaya çalışıyorum sadece. Yani derdim bu çabaya dikkat çekmek. Bir çaba örneği de The Economist'in her yeni yılda yaptığı kehanetlerden vereyim. Dergi bu yılki kapağında Zelenski ve Putin'in yüzlerini nedense birbirine bakar şekilde çizmiş. Ticaret savaşlarının iki aktörü Çin Devlet Başkanı Şi Cinping ile ABD Başkanı Biden'ı ise birbirine arkası dönük çizmiş.
Bir de duyduğuma göre Putin ve Zelenski'yi barıştırmak yoğun bir uluslararası mesai yürütülüyormuş. Hedef, iki lideri Davos'ta bir araya getirmek ve Rusya-Ukrayna barışını sağlamak. Şimdilik kapalı kapılar ardından yürütülen bu çabalar sonucunda Zelenski Davos'a katılıyor, Putin ise şu ana kadar davete hayır dememiş.
Anladığımı söyleyeyim; işin içine Davos da girdiyse dünya kamuoyunun iki sıcak çatışma cephesini daha fazla kaldıramayacağı düşünülüyor. Ve stresi azaltmak için hiç değilse Rusya-Ukrayna meselesinin çözülmesine ilişkin temennileri de The Economist kapağa yansıtmış. Peki, Gazze'lilerin uğradığı zulüm için ne yapmışlar, her zamanki gibi hiçbir şey.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA