Türkiye'nin en iyi haber sitesi
İBRAHİM KALIN

Kamu diplomasisi için mola!

Kamu diplomasisi, uluslararası ilişkilerin en önemli teori ve pratik alanlarından biri. Dünyanın bütün büyük ülkeleri kamu diplomasisi alanında önemli çalışmalar yapıyor. Zira etkin bir kamu diplomasisi olmadan bir ülkenin politikalarını dünya kamuoyuna doğru bir şekilde anlatması mümkün değil. Türkiye'de de artık bu alanda önemli çalışmaların hazırlığı başladı.
Kamu diplomasisi "kamuoyunun anlaşılması, bilgilendirilmesi ve etkilenmesi" faaliyetlerinin toplamını ifade ediyor. Halkla ilişkiler ve basından farklı olarak kamu diplomasisi "stratejik iletişim" alanına yoğunlaşıyor. Yani doğru bilginin doğru muhataba en etkin şekilde ulaştırılması hedefleniyor. Bu amaca hizmet etmeyen her tür iletişim biçimini propaganda olarak görmek mümkün. Giderek sofistike ve bilinçli hale gelen ulusal ve uluslararası kamuoyunu propaganda ile kandırmak mümkün değil.
Bu yüzden kamu diplomasisi faaliyetleri, sadece anlatmayı değil aynı zamanda dinlemeyi, sadece bilgi vermeyi değil, geri besleme almayı da içeriyor. Kamu diplomasisi, propagandadan farklı olarak, çift yönlü bir iletişim biçimidir. Örneğin Türkiye'nin Ermeni meselesinde kendi tezlerini tek başına anlatması yeterli değil. Dünya kamuoyunun bu konuda nerede durduğuna, hangi kaynaklardan beslendiğine de bakmak gerekiyor.

Türkiye'nin ince gücü

Son yıllarda giderek önem kazanan "ince" ya da "yumuşak güç" (soft power) kavramı, kamu diplomasisinin en önemli araçlarından biridir. Bir ülkenin izlediği politikaların doğruluğu ve etkinliği kadar, sahip olduğu ince güç potansiyeli de kamu diplomasisinin başarısını doğrudan etkileyen unsurların arasında yer alıyor. İnce güç bir ülkenin başkaları tarafından ne kadar cazip ve örnek alınmaya değer görüldüğünü ifade ediyor.
Kavramı formüle eden Joseph Nye'ın ifadesiyle ince güç, "bir ülkenin kültürünün, siyasi fikirlerinin ve politikalarının çekiciliğini" ifade eder. Bir ülkenin izlediği politikaların başkaları nezdinde meşru kabul edilmesi, o ülkenin ince güç kapasitesini de artırır. Ekonomi, eğitim, kültür, bilimsel araştırma, inovasyon, sanat, sinema, turizm gibi alanlarda bir ülke ne kadar farklı kesimler tarafından takip ediliyor, hakkında konuşuluyor ve merak konusu oluyorsa, o ülkenin ince güç kapasitesi de artıyor demektir. Bunu sağlayabilen batılı ve sanayileşmiş ülkeler, rakiplerine göre hep bir adım önde duruyorlar. Zira bu sayede dünyanın beyin gücü ve sanatsal enerjisi, bu ülkelere akıyor.
Türkiye'nin de son yıllarda profili hemen her alanda yükseliyor. Sağlıktan tekno-kentlere, dış politikadan sanat ve film festivallerine, insani yardım faaliyetlerinden diplomasiye kadar Türkiye bölgesinde ve giderek dünyada isminden en fazla söz edilen ülkelerin başında geliyor. Bu gelişmelere paralel olarak Türkiye'nin ince güç kapasitesi artıyor. Türkiye sadece fiziki gücü ve cesametiyle değil aynı zamanda ince güç alanına giren unsurlarıyla ciddi ve saygın bir muhatap haline geliyor.
Türkiye'nin bu potansiyelini hayata geçirmesi büyük önem taşıyor. Bu hem Türkiye'nin daha iyi tanınmasını sağlayacak hem de Türkiye'nin görüş ve politikalarını uluslararası kamuoyuna daha etkin ve başarılı bir şekilde anlatmasına imkân verecek. Büyük potansiyeline rağmen Türkiye ve toplumu, dünyanın en yanlış anlaşılan ülkelerinin başında geliyor. Kimisi Türkiye'yi Ortadoğulu geri kalmış bir ülke zannediyor; kimisi onun kimliksiz, köksüz bir batı taklitçisi olduğunu düşünüyor.
Bu algı bugün hızla değişiyor. Ama Türkiye'nin hem kamu hem de özel sektör olarak bu süreçte daha aktif ve yönlendirici olması gerekiyor. Türkiye'nin artık "yeni bir hikâyesi" var. Bu, son derece dinamik, çok boyutlu, heyecan dolu bir hikâye. Bu yüzden dünyanın dört bir yanından binlerce basın mensubu, akademisyen, uzman, işadamı, diplomat Türkiye hikâyesine kulak kabartıyor. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın vizyoner yaklaşımı ve kişisel desteğiyle başlattığımız Kamu Diplomasisi Koordinatörlüğü, bu çalışmalara bundan sonra yeni bir ivme katacak.
Bu heyecan dolu çalışmalarda tamzamanlı yer almak için SABAH'ın siz değerli okuyucularından izin istemek zorundayım. Farklı zaman ve zeminlerde sizlerle tekrar buluşacağımı ümit ediyorum.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA