Türkiye'nin en iyi haber sitesi
NAZLI ILICAK

Danıştay'ın kararı ideolojik mi?

Danıştay'ın YÖK'ün katsayıyı eşitlemesi istikametinde yaptığı düzenlemelerin yürürlüğünü durdurması, Başbakan tarafından "ideolojik" olarak nitelendirildi. Buna mukabil, Danıştay Başkanı Mustafa Birden, "Yargı kararını siyasi ya da ideolojik bir karar olarak nitelendirmeye hiç kimsenin hakkı yok" diye bir cevap verdi. Oysa İmam Hatip meselesinden kaynaklanan katsayı tamamen ideolojik bir engel. Hal böyle olunca, konuya ilişkin kararlar da, aynı paket içine giriyor.
O kadar ideolojik ki, 2003'te AK Parti iktidarı, Yüksek Öğretim Kanunu'nda değişiklik yapmaya kalkışınca bakın neler olmuştu:
Çok sayıda rektör, Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök'ü ve Kara Kuvvetleri Komutanı Aytaç Yalman'ı ziyaret ederek endişelerini bildirdiler. Aynı günlerde, Jandarma Genel Komutanlığı bünyesinde, komutan Şener Eruygur'un başkanlığında, Kurmay Başkanı, Denetleme Başkanı, Harekât Başkanı, İstihbarat Başkanı, Okullar Komutanı gibi askerlerin katılımıyla bir gizli toplantı düzenlenmişti. Bu toplantıya iştirak eden üniversite yöneticilerinden Prof. Kemal Alemdaroğlu (İstanbul Üniversitesi), Prof. Emin Alıcı (Dokuz Eylül Üniversitesi), Prof. Yaşar Sütbeyaz (Erzurum Atatürk Üniversitesi), Prof. Fatih Hilmioğlu (Malatya İnönü Üniversitesi), Prof. Türkay Tüdeş (Trabzon Fatih Üniversitesi Karadeniz Teknik), Prof. Ferit Bernay (Samsun Ondokuz Mayıs Üniversitesi), gibi öğretim üyelerinin isimleri Ergenekon'un ikinci iddianamesinde yer aldı. Bu gizli toplantının notları, daha sonra ortaya çıktı. Jandarma'nın değerlendirmesine göre, "Rektörler Kubilay olmaya hazırdı. Ülkedeki gelişmeler endişe vericiydi. Çünkü İmam Hatip Liselerinde türbanlı öğrenci sayısı artmıştı. Malatya Valisi, 12 yaşından küçük çocukların Kur'an kursuna gitmesine göz yumuyordu. Kredi Yurtlar Kurumu'nun yönetimi irticacıların elindeydi. Hükûmet Milli Güvenlik Kurulu'nun yapısını değiştirmiş, böylece yandaşlarına moral vermişti."
Peki ne yapılmalıydı? "Jandarma, yasalardan kaynaklanan görev, yetki ve sorumluluklarını yerine getirmeliydi. Merkez sağda lider olabilecek kişilerle irtibata geçilmeliydi. AK Parti içindeki mücadele izlenmeliydi. Asker, üniversite ve sivil toplum kuruluşlarıyla güç birliği yapmalıydı."

***
İşte rektörler, yukarıda adı geçen rütbelilerle kapalı kapılar ardında bunları konuştular. Sonra da Anıtkabir'e yürüdüler, "Ordu Göreve" pankartının gölgesinde. "YÖK ve üniversite kalesi düşsün" istemiyorlardı. Üniversitelerde hâkimiyetleri sürecekti ki, türbanlı kızların önünü keserek, İmam Hatiplileri engelleyerek, irticanın kökünü kazıyacaklardı.
Danıştay Başkanı Mustafa Birden ne derse desin, olay tamamen ideolojiktir. 28 Şubat sürecinde başlayan ayırımcı uygulamayı, AK Parti hükûmeti tek başına iktidar olmasına rağmen, sona erdirememiştir. "AK Parti'nin bu konulardaki ısrarı da ideolojik" denilebilir. Ama bana göre, 28 Şubat'ta eşitliği bozan denge yeniden kurulmak istenmiş fakat, başarıya ulaşılamamıştır.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA