Türkiye'nin en iyi haber sitesi
NAZLI ILICAK

Libya, insan hakları Hayırlı olsun ve sağduyu

Geçtiğimiz hafta Fransa'daydım. Fransız halkının büyük çoğunluğunun Libya'ya müdahaleden yana olduğunu söyleyebilirim. Hatta sol partiler, Sarkozy'nin bu şekilde, bozulan imajını tamir etmesinden, bir yıl sonraki cumhurbaşkanlığı seçimine daha güçlü olarak girmesinden endişeli. Zaten başlı başına bu endişe, halkın operasyona desteğinin bir işareti sayılmalı.
Görüntüde, sadece Fransa için değil, Amerika Birleşik Devletleri ya da başka Batılı ülkeler açısından da, insani amaç ön planda. Ama herkes, petrolün kokusunu alıyor. Nitekim, madem sadece, özgürlük isteyen halka sahip çıkılıyor, neden Bahreyn'de iktidara karşı ayaklanan Şiiler, anında bastırılıyor? Orada, insan hakları ve özgürlüklerden ziyade, İran'ın etkisinin artmasından kaygılanıyor.
Birkaç sene önceye gidelim... 2007'de, Kaddafi, Paris'teki Marigny Oteli'nin bahçesine Bedevi çadırını kurup, Sarkozy tarafından kırmızı halılar serilmek suretiyle karşılandığında da, bir diktatördü. O tarihte, Sarkozy, "Her şey ticaret dengesiyle açıklanamaz; insan hakları alanında garantiler alınmadıkça, bu ülkeyle bazı ihaleler imzalanmamalı" diyen İnsan Haklarından Sorumlu Devlet Bakanı Rama Yade'ı uyarıp, susturmuştu. Fransa, diktatöre gösterdiği sevgi dolu ilgi sayesinde, 3 milyar Euro'yu bulan bir dizi anlaşma imzalayabilmişti. Fransa'nın, sivilllerin katledilmesi konusunda Cezayir'de çok olumsuz bir sicili bulunduğu da unutulmamalı. Fransızlar, 1960'larda, "Halklar kendi kaderini kendileri tayin eder. Bizim bu Arap ülkesinde işimiz ne?" demedi. Cezayirliler bağımsızlık mücadelesini, ağır bedel ödeyerek kazandı.
Herkes durumun farkında ama, "insan hakları" yaldızını kazımak işlerine gelmiyor.
"Bırakalım ölsünler mi?" diyenler var. Ölmesinler ama, Libya'ya operasyon yapan Batılı güçlerin de, ölümlere sebebiyet verdiği ileri sürülüyor. Tablo net değil.
Bir de, kimse, bu işin sonu nasıl gelecek diye hesaplamıyor. ABD, hedefin Kaddafi olmadığını bile söyledi. Halbuki, büyük çoğunluk, Kaddafi gitmezse, akan kanın durmayacağı görüşünde. Peki Kaddafi gönderilir de, gene demokratik bir sistem kurulamazsa? Ya iç savaş başlar ve ülke bölünürse? İnsanlar daha da fukaralaşırsa... Veya El Kaide benzeri örgütlerin filizlenmesine müsait bir zemin doğarsa?

***
Gerçeği görmek için, biraz sağduyulu olmak yeterli. Nitekim beni, dönüş için Charles De Gaulle Havaalanı'na götüren şoför Kamboçya asıllıydı. Ülkesindeki durumu sordum: "Pol Pot rejiminden daha iyi ama, gene de diktatörlükle yönetiliyoruz" dedi ve acı bir gülümsemeyle sözlerini şöyle bağladı: "Bizde petrol olmadığından, insan hakları ihlâllerine Batı gözlerini yumuyor."

YAZARIN BUGÜNKÜ DİĞER YAZILARI
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA