Orgeneral Ergin Saygun hakkında bugün Adli Tıp Kurumu (ATK) bir karar verecek. Kurumun raporu, Saygun açısından hayati önem taşıyor.
Mahkeme, Saygun'u Adli Tıp Kurumu'nun 1 Şubat 2012 tarihli kararını gerekçe göstererek, GATA Haydarpaşa Hastanesi'ndeki tedavilerini yarıda kesip tutuklamıştı. Yalnız, 1 Şubat tarihli ATK raporunda, Ergin Saygun'un tutuklanabilmesi için "diyeti, tedavisi ve poliklinik kontrollerinin sağlanarak cezaevi şartlarında infazına devam edilebilir" deniliyordu. Oysa Silivri Hastanesi, ihtiyaca cevap vermiyor. Bunun üzerine, kendisi İstanbul Mehmet Akif Ersoy Göğüs Kalp ve Damar Cerrahisi Eğitim Araştırma Hastanesi'ne kaldırılmış, burada tam bir ay yatarak tedavi görmüştü. Birkaç hafta önce, Mehmet Akif Ersoy Hastanesi'nden çıkarılıp gene Silivri Cezaevi'ne gönderildi. Diyet yemek, Ergin Saygun için çok önemli. Diyabet, yüksek tansiyon, böbrek yetmezliği, kan sulandırıcı gibi çeşitli etkenler nedeniyle, yiyebildikleri çok sınırlı. 1600 kalorili, protein kısıtlı ve potasyum kontrollü, günde 6-8 öğün diyet uygulanması gerekiyor. Tabii cezaevi şartlarında bu mümkün değil. Ayrıca, nefes alma zorluğunu giderebilmek için nebülizatör kullanması gerekiyor. Bu da cezaevi şartlarında mümkün değil. Lâfı daha fazla uzatmayalım... Saygun, Mehmet Akif Ersoy Hastanesi'nde bir nebze kendine gelmişti; Silivri Hapishanesi'nde durumu kötüleşti. Avukatların müracaatı üzerine mahkeme, Adli Tıp Kurumu'na soruyor: "Ergin Saygun'un ölüm tehlikesi olduğu bildirildiğinden, cezaevi şartlarında kalmasının hayatı için kesin bir tehlike teşkil edip etmediği hususunda rapor düzenlenmesini" istiyor. Bu noktada, bütün sorumluluk bu soruya cevap verecek olan ATK ile o cevaba göre karar alacak olan İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi'ne ait.
