Dünya denizciliğinin kalbi Pire'de, yılda 100 milyar doları sadece denizcilikten kazanan Yunanistan'ın Atina'ya bitişik bu küçük liman şehrinde atıyor. Dün akşam bütün ülkeler gemilerinde resepsiyon verdi. Türkiye'den 220 kişiyi bu fuara getiren Ankara gemisinin yanaştığı rıhtımda verilen davete gösterilen ilgi doğrusu pek güzeldi. Tabi davete katılan bazı Yunanlı armatörlerin tek başına filosunun Türkiye'nin toplam filosuna eş değer olduğunu öğrenince insan üzülmeden edemiyor.

Fuarın açıldığı dün, Deniz Ticaret Odası Meclis Başkanı Erol Yücel, Yönetim Kurulu Başkanı Metin Kalkavan, Başkan Yardımcısı Halim Mete ve Denizcilik Müsteşarı İsmet Yılmaz'la birlikte tur attık. Türk denizcilerin yolu sürekli dünya denizciliğinin önde gelen isimleri tarafından kesildi.
Metin Kalkavan'ın nasıl bir 'müzakereci' olduğunu da burada öğrendim. Yabancı dev bir şirketin patronu başladı anlatmaya: "Ben hayatımda Metin Kalkavan gibi pazarlık yapan birine rastlamadım. Öyle bir bastırıyor ki, fiyatı tabana kadar düşürmeden vazgeçmiyor..."

Biraz ileride Kalkavan'ın boynuna sarılan yine yabancı bir işadamı. O da
Londra'da denizcilik mastrerı yapan Kalkavan'ın okuldan arkadaşı. Tur sırasında en çok önünde duraksadığımız standlar, Güney Kore ve Japonya. Hyundai'nin sadece bir tersanesinin dev fotoğraflarına bakıyoruz. Müsteşar Yılmaz, "Bizim Tuzla'nın toplamından daha büyük" diyor. Güney Kore bu hale 20 yılda gelmiş. Osya Halim Mete 1970'lerde
Kore'nin bizden çok daha geri olduğunu hatırlatıyor. Şimdiyse özellikle dev tankerlerin inşaasında çok iyi. Ama tabii denizcilikte hala lider, yüz yıllık geçmişi olan Japonya.

Dünya denizcilik ticaretinin hacmi 500 milyar dolar. Armatörlerin yüzde 40'ı Yunanlı ve onların da içinden yüzde 10'u Kıbrıslı Rumlar. Türkiye de 10 yıl kadar önce özellikle kuru yük gemisindeki kapasitesiyle dünyada ilk on içine girebilmiş. Ama sonra yaşanan krizlerle şu anda esamesi okunmuyor.