Türkiye'nin en iyi haber sitesi
ŞELALE KADAK

Mamalar GDO'lu mu değil mi? Hangi mamalar GDO'lu? Böyle önemli bir konu nasıl gündem dışı kaldı?

Bir yılda Türkiye'de yeni anne olanların sayısının 1 milyon 350 bin olduğunu biliyor muydunuz?
0-3 yaş çocuklarını alırsak bu sayı 4 milyonu buluyor.
İşte bu nedenle geçen hafta gündeme gelen ancak sarsıcı diğer gündem konuları nedeniyle hani neredeyse aynı gün gündemi terk eden GDO'lu bebek mamaları konusuna girmek istedim bugün.
Anne sütü en ideali. Ama bazen mecbur kalıyor anneler. Sütü yeterli olmuyor. Bebeğin büyümesi için doktor karşısına dikilip, 'Evet anne sütü için kendini zorlamalısın ama olmuyorsa olmuyor. Şu anda en önemli şey bebeğin beyninin gelişmesi, büyümesi. Derhal mamaya başlıyorsun' diyebiliyor. Nitekim bana öyle olmuştu ve daha oğlum üç haftalıkken anne sütüne ilave mama da vermeye başlamıştım.
Şimdi diyorum ki benim oğlum iyi ki şu anda 3 yaşında ve ben ona mama vermiyorum. Televizyona çıkan her gıda profesörü, 'sakın çocuğunuza mama vermeyin. Hepsi GDO'lu' derken ne büyük bir vicdan azabı çekerdim acaba? Aslında zaten mama vermişim, kendimi kötü hissetmeliyim, değil mi?
Peki iş bu kadar ciddiyse neden Sağlık Bakanlığı çıkıp da bütün anneleri rahatlatacak bir açıklama yapmıyor. Mamaların ithalatı ile ilgili herkesin kafasını karıştıran şu tarihe kadar serbest vs gibi açıklamalar yapılıyor da, şu şu şu mamalar güvenli denmiyor.
Doğrusu anneleri de anlamıyorum. Niye çıkıp bu konunun takipçisi olmuyor, dava haline getirmiyor. Bir de tabii tüm mamalar GDO'lu gibi bir açıklama yapılınca zan altında kalan ve aslında içeriğinde genetiği değiştirilmiş organizma bulunmadığını bizzat ithalatçı firma Numil Gıda Genel Müdürü Gamze Emre'den duyduğum Milupa gibi mamalar var.
Böylesi kafa karışıklığı herhalde sadece Türkiye'de olur!
Hazır mama konusuna girmişken şu bilgileri de paylaşmak istiyorum. Türkiye'de yılda bebek başına tüketilen mama miktarı 9 kilo. Avrupa'da mesela Fransa'da bu rakam bebek başına yılda 187 kilo! Yani fark büyük. Bu fark tabii ki Türkiye'deki annelerin Fransa'daki annelerden çok daha emzirmeye istekli olduğundan kaynaklanıyor olabilir. Ama istatistiklere bakınca emzirme oranı Türkiye ile benzer olan Polonya'daki mama tüketiminin Türkiye'nin kat be kat üstünde olduğu görülüyor.
Ne yazık ki Anadolu'nun büyük bir kısmında alım gücü yeterli olmadığı için ve de mamanın içeriğindeki demir ve benzeri bebeğin sağlıklı büyümesinde çok büyük önemi olan maddeler içerdiği bilinmediği için mama tüketimi çok az. Pek çok anne bebeğini bu ülkede ne yazık ki pirinç unu ve bebe bisküvisi ile besliyor.
Bebekler sağlıklı beslenmediği için de yapılan taramalarda Türkiye'deki bebeklerin yüzde 50'sinde demir eksikliği, yüzde 17'sinde raşitizm ve yüzde 20'sinde kısa boy gibi önemli sağlık sorunları baş gösteriyor.
Bana en ilginç gelen bilgi ise sanırım sizi de şaşırtacak. Türkiye'de yılda tüketilen bebek maması miktarı 15 bin ton iken, köpek maması tüketimi çoktan 7 bin tonu geçmiş! Şunu söyleyebilirsiniz, köpeği olan insanların alım gücü yüksek ve köpek maması tüketiminde kısıtlamaları yok. Orası ayrı tabii. Ama bu ülkenin bebeklerinin yetersiz beslenme nedeniyle sağlıksız büyüdüğü aşikar.
Milupa gibi bazı markalar daha geniş bir kitle tarafından mamalar satın alınabilsin diye fiyatı daha ucuz ancak içeriği besleyici bazı alt markalar çıkarmış. Böylece bir anne günde 1.5 liraya bebeğini besleyebiliyor. Yani öğün başı maliyet 25 kuruş. Ama işte gelin görün ki bu ülkede bunu dahi veremeyecek aileler var.
Özetle diyeceğim şu ki. Gündemin birbirinden sarsıcı maddeleri arasında yarınlarımız olan bebeklerimizin sağlığıyla doğrudan ilişkili bir konuda bile bir arpa boyu yol alınamadan, kapanıp gitti olay.

YAZARIN BUGÜNKÜ DİĞER YAZILARI
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA