Kimse savaş istemez. Zor günlerden geçiyoruz. Önceki akşam katıldığım ve girişimcilerin önünü açan projelerle tanınan Endeavor'ın gala gecesinde, bir anda 'Türkiye Suriye'yi vurdu' haberiyle oturduğum masada Koç Holding Yönetim Kurulu Üyesi Ali Koç'tan, Vodafone CEO'su Serpil Timuray'a kadar herkesin moralinin bozulduğuna şahit oldum. Gündem öyle hızla değişiyor ki.
Dün öğlen ise İstanbul Kültür Sanat Vakfı (İKSV) Yönetim Kurulu Başkanı Bülent Eczacıbaşı'yla birlikteydik. İstanbul Tasarım Bienali Direktörü Özlem Yalım Özkaraoğlu ile birlikte Eczacıbaşı, 3 yıldır hazırlandıkları ve 13 Ekim'de başlayacak olan İstanbul Tasarım Bienali hakkındaki son bilgileri bizimle paylaştı, ancak Suriye konusunda yorum yapmak istemedi.
Tasarım Bienali'nin teması Londra Tasarım Müzesi Direktörü Deyan Sudjic tarafından 'Kusurluluk' olarak belirlendi. Kentsel dönüşüm arifesindeki İstanbul'da insanları sormaya, daha çok düşünmeye ve sarsmaya yönelik projeler içerdiğinden Tasarım Bienali'nin zamanlaması dikkat çekici.
Örneğin Küratörlüğünü Emre Arolat'ın üstlendiği Musibet İstanbul Modern'de 165 tasarımcı ve mimar ile kentsel dönüşüme ilişkin ilginç projeleri bir araya getiriyor.
Bürokrasinin tam karşıtı olan Adhokrasi kelimesinin ana temayı oluşturduğu bir diğer serginin küratörü ise Joseph Grima ve mekan da Galata Özel Rum İlköğretim Okulu. Burada da 120'ye yakın tasarımcı ve mimarın projesi yer alıyor.
Bülent Eczacıbaşı bienali anlatırken, amacın tasarım sergisinden çok farklı olduğunu, kimsenin güzel tabaklar, bardaklar ya da sandalyeler beklentisi içinde olmamasını istiyor.
'Tasarım konusunda düşündürmek, ufukları zorlayan çalışmaları getirmek ve ticari kaygıları geri planda tutarak sorular sordurmak istiyoruz' diyor. Dolayısı ile bienal bir yandan 'Türkiye'de çiçek açan tasarım ortamından' sanayiciler dahil Türkiye'nin daha çok farkında olmasını hedeflerken, diğer yandan da başta kentsel dönüşüm olmak üzere toplum üzerinde çok ama çok önemli etkileri olacak konuların enine boyuna tartışılacağı platforma dönüşmeyi amaçlıyor.
Bienalin sır silahları!
Tasarım Bienali'nde bizi neler bekliyor? Doğrusu Bülent Eczacıbaşı ve Özlem Özkaraoğlu'nu dinlerken, hepimiz en çok 'silahları' merak etmeye başladık. Silahların varlığından Eczacıbaşı'nın 'Özlem silahlar nerede?' diye sormasıyla haberdar oluyoruz. Bülent Eczacıbaşı devam ediyor: 'Meksika'dan silah ithal ettik. Ne var bunda? Savaşa giren Türkiye'de silahlanmamız lazım. Farkında değil misiniz?' Kuşkusuz Eczacıbaşı hem espri yapıyor hem de açılış gününe kadar sözünü hem ettiği hem de etmediği silahlarla ilgili merak uyandırmak istiyor ama silahların ne olduğu hakkında ser verip sır vermiyor.
Tasarım Bienali'nin direktörlüğünü yapan Özlem Özkaraoğlu, Çin'in Şhangay Belediye Başkanı'nın dört yıl önce 'Made in Chine'yı Design in Chine' yapacağım' sözünü hatırlatınca, Bülent Eczacıbaşı, 'Türkiye'de tasarlanmıştır dediğimiz gün cari açık başta tüm sorunların yok olduğu noktaya ulaşırız. Bunu hedeflemeliyiz' diyor.
Bu arada TİME Dergisi'nin 'İstanbul'un büyüleyici mimarisi' adıyla sıraladığı 5 eser arasına Kanyon'un girmesi Bülent Eczacıbaşı'nı çok heyecanlandırmış. Tarihi Ayasofya, Topkapı Sarayı, Galata Kulesi, Yerebatan Sarnıcı'nın yer aldığı listeye bir de Kanyon'ın modern mimarisi, 'İstanbul'un büyüleyici mimarisi' olarak girdiğini hatırlatalım.
