Türkiye'nin en iyi haber sitesi
ŞELALE KADAK

Çocuklarımız robotik derslerle tanışmadıkça bu iş zor!

Intel Yeni Teknolojiler Başkan Yardımcısı Ayşegül İldeniz San Fransisco'da Intel'in merkezinde önemli bir konumda çalışıyor artık, ancak bulduğu her fırsatta Türkiye'ye gelip, toplantılar yapıyor, giyilebilir teknolojiler konusundaki son gelişmeleri aktarıyor.
Önceki gün Boğaziçi Üniversitesi'ne gelip öğrencilerle buluştu ve hepimizin ufkunu açan bir konuşma yaptı. Artık biliyoruz ki 2020 yılında 50 milyar akıllı cihaz birbiriyle iletişim halinde olacak ve bunu da 8 milyar insan bir şekliyle kullanacak. Giyilebilir teknolojiler öyle hızla büyüyor ki Ayşegül İldeniz, bu gelişme karşısında Intel'in stratejisini 'yıkıcı' olarak tanımlıyor. Teknolojiyle ilgisi olmayan şirketleri de akıllı şeyler üretmeye ikna etmek İldeniz'in hedeflerinde baş sırada. O nedenle mesela en son gözlük üreticisi Fossil ile bir anlaşma yaptıklarını söylüyor. Kolunda şık bir incili bilezik var, öğreniyoruz ki o da akıllı. Saat, telefon, sosyal medya, aklınıza ne gelirse sizin için yapıyor. Sonra bir kulaklık çıkarıyor, o da akıllı. Kulağınızdan kalp ritminizi ölçüyor sizi uyarıyor. Yani giyilebilir teknolojiler son sürat bize doğru geliyor.

Hintli kadınlara alarm bileziği!
Intel teknolojiyi demokratikleştirmeye ve daha geniş kitlelerce kullanılmasının da önünü açmaya çalışıyor. O nedenle İldeniz'den öğreniyoruz ki, Intel'de Hintli mühendisler şu sıralar kadın taciz ve tecavüzlerinin çok olduğu Hindistan'da kadınların korunması için imdat butonu olan bilezikler geliştiriyor.
Türkiye'nin de kadına şiddet konusunda karnesi hiç iyi değil. Intel bu konuda ne yapıyor acaba? Intel Türkiye yöneticileri yakın bir zamanda üzerinde çalıştıkları imdat butonu olan bir bileziğin ya da cihazın tanıtılacağını söylüyor. Proje Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı ile birlikte yürütülüyormuş.
Yeni teknolojilerin geliştirilmesindeTürkiye'nin rolüne gelince... İldeniz'in söyledikleri çok ilginçti:
"Bizim gençliğimiz Ortadoğu, Çin, ABD'deki gençlerden çok da farklı değil. Gençliğin belirgin bir kültürü var. Bu gençlerin teknolojiyi kullanan değil, geliştiren, icat edenler olmasına çalışılmalı. Evet diğer ülkelerde bu çocuklara bunları öğreten insanlar var. Potansiyel var ama kullanamıyoruz. Bunun için İngilizce öğrenmemiz lazım önce. Bizim dışımızda herkes İngilizce konuşuyor. Birinci problem bu. İkincisi de robotik dersler çok erken sınıflarda öğrencilerle buluşmalı. Şu anda Türkiye'de sadece bilgisayar eğitimi alan gençler görüyor. Oysa ilkokullarda da olmalı. ABD'de 8 yaşındaki bir çocuk geçenlerde akıllı bir örümcek geliştirmişti. Sensör yerleştirmiş ve harekete göre örümceğin yönünü değiştiriyordu. Düşünün artık."
Acaba diyorum eğitim sistemimize İldeniz'in çok güzel dile getirdiği, bence çok önemli bu değişiklikler giremez mi? Milli Eğitim Bakanlığı biraz da yönünü buralara çeviremez mi? Bizim çocuklarımız da daha küçük yaşlarda robotik derslerle tanışamaz mı? Çok mu zor? Niye yönümüzü geleceğe ve geleceğin hayatımızı değiştirecek trendlerine dönemiyoruz? Niye hala çocuklarımıza liseyi bitirene kadar iyi İngilizce öğretemiyoruz?
Her ülke deli gibi yeni teknolojiler üzerine çalışıyor. İldeniz, 15 yıl öncesine kadar burun kıvırdığımız Polonya'nın bizi geçtiğini, bırakın Polonya'yı, Romanya'da bile önemli adımlar atıldığını söylüyor. Yine yaya kalmamak için Türkiye'nin bilgi teknolojileri konusunda çocuklara, gençlere dönük önemli adımlar atması şart galiba.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA