Eğer her oyuncu bir duyguyu temsil etseydi Hasan Şaş'ın adı 'hırs' olurdu. Zira onun varlığında Galatasaray temposunu bulmuş gözüküyor. Ama laf yanıltmasın sizi. İlk yarıda organize ataklar, paslaşma ve oyun kurma konusunda hiçbir işe yaramıyor. Bu maçın 'çalışkan'ı Tomas, defans görevine bir de oyun kuruculuğu ekliyor. Necati ve Hakan Şükür'ün etkisiz oyunları, kanatların oyuna katılamayışı ve Diyarbakır'ın da gol atmak gibi bir düşüncesi olmaması nedeniyle ilk yarıda oyun orta sahada kilitleniyor. İlk yarıda 7. dakikada Necati'nin soldan ortasına Hakan Şükür'ün dışarı giden kafası dışında pozisyon yok. İkinci yarıya Heinz-Ümit Karan değişikliği ile başlıyor Gerets. Bu değişiklikle takım atak yoğunluğu kazanıyor ki, buna aslında daha çok 'panik atak' denebilir, zaten baskı sadece 10 dakika kadar sürüyor. Aynı zamanda Orhan 'solda tek başına' kalıyor. Diyarbakır 'önce iyice bir kapanalım'a o kadar kaptırmış ki kendini, Galatasaray'ın hatalarından ve isteksizliğinden 'adet yerini bulsun' diye faydalanıyorlar.
YIKILMADIM AYAKTAYIM MESAJI
Galatasaray'ın pek de sonuç vermeyecek gibi gözüken değişik taktik anlayışına müdahale, seyirciden geliyor. 58'de başlayan 'Ayhan Akman' tezahüratı 65'de onun oyuna girip Volkan'ın çıkması ile sonuçlanıyor. Galatasaray'ın çaresiz görüntüsünden cesaret bulan Diyarbakır'ın, 71'e kadar nazenin de olsa geliştirdiği ataklar sonuç vermiyor. Galatasaray'ın özlettire özlettire attığı golse Necati'nin ortasıyla 71'de Ümit Karan'dan geliyor. 88'de Necati'nin sağdan içeri yolladığı akıllı pası, İliç yine çok akıllı bir vuruşla gole çeviriyor. Böylece Galatasaray, pek de göz doldurmayan oyununa rağmen Sami Yen'den bir galibiyet daha çıkartıp rakibine mesajını yolluyor: 'Yıkılmadım, ayaktayım.'
