Türkiye'nin en iyi haber sitesi
MELİH ALTINOK

Bunlar muhalifse ajanlar ne iş yapıyor?

Çevremizdeki tüm ülkeler iç savaşlarla, ekonomik krizlerle yakılıp yıkılırken Türkiye bir vaha gibi göze batıyor.
Erdoğan döneminde başlayan ve dünya rekabetinde Türkiye'yi önemli bir aktör haline getiren dev alt ve üst yapı projeleri bir bir bitiyor. Son olarak Boğaz'a ve İzmit Körfezi'ne köprüler yapıldı. Avrasya Tüneli sona doğru yürüyor. Havacılık sektörünü domine eden Almanya gibi ülkelerin korkulu rüyası İstanbul'un 3. Havalimanı inşaatı da...
Bir ülke için hayati öneme haiz yerli savunma sanayii ve enerji politikalarında bağımsızlık artık Türkiye'nin temel perspektifi. Artık Türkiye bu alanlarda bir adım atarken, "Hangi ülkenin zararına dokunur"un derdine düşmüyor; "bize yararı ne olur" diye bakıyor.
Ne var ki, kimsenin ne olduğunu anlatamadığı "ayakkabı kutusu" geyiklerine cevap bu tablodaki her kaleme itirazlar yükseliyor. İtiraz dediysem, çevre duyarlılığı gibi çoğumuzun belki zaman zaman makul bulup destekleyeceği karşı çıkışlardan bahsetmiyorum.
Kaldı ki yönetim de eskisi gibi değil, bu konularda duyarlı. Örneğin siz Berat Albayrak'ın "Kuşların göç dönemlerinde gerekirse santralın çalışması duracak" şeklindeki sözlerini, bugüne değin hiçbir enerji Bakanının ağzından duymuş muydunuz?
Dolayısıyla sözüm, bu büyük projeleri bela altı yöntemlerle sabote etmeye yönelik olanlara; mesela Cemaatin hukuk darbelerine, Gezi türü sokak kabadayılıklarına ya da PKK terörüne.
Bu ajan provokatörleri de projelere iyi niyetle yapıcı eleştiriler yönelten muhaliflerden ayırmak çok basit zaten.
Aşağıdaki 2 aşamalı soruyu yüzlerine karşı tekrar edin, gözüne ışık tutulmuş tavşan gibi dona kalırlar.
"Bugüne değin Türkiye'de Almanya'nın, İngiltere'nin, Fransa'nın ya da ABD'nin de karşı çıkmadığı tek bir projeye muhalefet ettin mi?"
Tek bir örnek vermeyecekleri için "Aklın yolu bir" türünden hamlelerle minder dışına kaçanların da yakasını bırakmayın.
"O halde, nükleer santral, tüp geçit, köprü, duble yol vs. gibi Türkiye'de yapımına karşı olduğun ancak Avrupa'da ve ABD'de olmayan bir tek proje söyle?"
Gösteremezler tabii ki, bu saydıklarımız ülkelerin övündüğü gelişmişlik göstergeleri çünkü.
Aklın yolu birmiş! Laf, bir kere de o çok sevdiğimiz aklınız bu topraklarda yaşayan insanlarla, çok sevdiğiniz tabirle söylersek, "halkınızla" bir olsun.

***

YENİDEN MÜZAKERECİLERE ANLATIR GİBİ

Dün Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Adana'da yaptığı konuşmaya şu sözleri damgasını vurdu:
"İkide bir, Dolmabahçe mutabakatından bahsediyor. Ne Dolmabahçe mutabakatı? Nereden çıkmış böyle bir şey? Böyle bir mutabakat falan söz konusu değil!"
Evet, Cumhurbaşkanı, geçen yıl Dolmabahçe'deki HDP ile hükümetten bazı isimlerin gerçekleştirdiği toplantının ardından yaptığı sert açıklamayı, o günlerde "hükümet krizi çıktı. Erdoğan savaş istiyor" diye eleştirenleri kastediyor.
Hatırlayalım:
"Cumhurbaşkanı Erdoğan 'Ben 'Dolmabahçe Mutabakatı' ifadesini asla kabul etmiyorum. Çünkü o toplantı bir mutabakat toplantısı olamaz. Niye? Çünkü ortada bir hükümet vardır, diğer tarafta grubu olan bir siyasi parti vardır. Burada neyin mutabakatını, kimle, ne için sağlıyorsun? Öyle bir şey olmaz' dedi." (NTV, 17 Temmuz 2015)
Peki, nasıl oluyor da, dün Erdoğan'ı Dolmabahçe'ye engel oldu diye eleştirenler, şimdi çıkıp metni bile yazılamayan bir anlaşmayı hükümet imzaladı diye bağırabiliyorlar?
Hiç mi utanmaları yok? Halkısınız benim ki de soru!

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA