Türkiye'nin en iyi haber sitesi
MELİH ALTINOK

Delilerden sen anlarsın, konuş onlarla

Ne zaman muhalefeti eleştirsem "gücünüz onla mı yetiyor, sıkıyorsa iktidarı eleştirin" diyorlar.
Geçenlerde ana muhalefet lideri Kılıçdaroğlu da Bahçeli'ye "hele bir iktidar olayım öyle eleştirirsin" dedi.
Muhalefet hata yapınca niçin iktidarın eleştirilecek bir yanlışını aramam gerekiyor, anlayabilmiş değilim.
Örneğin Kılıçdaroğlu Adana'da, en çok CHP'lilerin tepki duyduğu FETÖ'cülükten tutuklanan isimleri alkışlatınca, ideal olan gazeteci tavrı nedir?
Mitingde alkışlatılan isimlere dair dün söylediklerimizi unutup, sırf iktidar prim yapar diye Kılıçdaroğlu'nu eleştiriden geri durmak mı?
CHP yandaşı gazeteciler gibi, iktidarın Kılıçdaroğlu'nu hata yapmaya sürüklediğini söylemek mi?
Düne kadar FETÖ ile iyi mücadele etmediğini söylediğin iktidarı bu kez de "FETÖ ile sert mücadele ettiği için mağduriyetler doğuyor" diye eleştirmek mi?
Evet, mantıksızca.
Ama artık asıl konuşmamız gereken, bu halin, mantıksızlığın müzminleşmesinin üzüntü verici bir sıkışmışlığı işaret etmesi.
Yakınarak ya da dalgaya vurarak geçiştiremeyeceğiz hayati bir konu.
Zira bugün ülkede milyonlarca insan bu kolektif akıl tutulmasının esiri.
Yoksa aklından, yurtseverliğinden şüphe etmediğimiz insanlar, yaşadığı ülkenin para birimi küresel bir dalgalanma sonucu dolar karşısında eriyince nasıl mutlu olabilirlerdi ki?
Başka hangi sebeple memleketin ve de bizzat kendilerinin zararı olan bir gelişmeye sevinir hale gelebilirlerdi?
Evet, rasyonel bir zemine dayanması gereken muhalefet bir varoluş biçimine dönüşünce çözümsüzlük başlıyor.
Muhalefet iktidara ulaşmak için bir araç olmaktan çıkıp amaç halini alıyor, kutsallaşıyor.
Yani bir süre sonra muhalefet etmek için muhalefet eder halde buluyorsunuz kendinizi. İktidar perspektifi daraldıkça, siz de sıkışıyorsunuz.
Nereden mi biliyorum?
Kendimden! Gençliğimden.
Desteklediği siyasi grubun iktidar olasılığını kaybetmesi insanı romantikleştiriyor.
İktidarı almayı başarı saymadığınız gibi muhalefete mahkûm olmayı da onur sanmaya başlıyorsunuz.
İşte, muhalefetin iktidarın daha iyi çalışması için güçlenmesi gerektiğini bu yüzden ısrarla tekrarlıyorum.
Seçimle, siyaset içi dinamiklerle değil, kasetle, komployla partilerin başına oturanları bu yüzden eleştiriden muaf tutmuyorum.
Çünkü ülkede bir arada yaşadığımız kardeşlerimizin, arkadaşlarımızın, milyonlarca mutsuzun, temsil hakkını gasp ederek insanları umutsuzluğa mahkûm eden, "delirten" onlardan başkası değil.
İnanın, muhalefet de medyası ve tüm kurumlarıyla birlikte rasyonelleşme yoluna girince herkesin yakındığı toplumsal kutuplaşma da bitecek... İnsanlar taleplerini, eleştirilerini sonuç alacak bir tutarlılıkla ifade eden muhalefete kavuşunca rahatlayacak...
Siyaset dışı vesayet odaklarına, terör örgütlerine sarılmaktan kurtulacak...
Ve tabii iktidar da böylesine bir muhalefetin konforundan mahrum kalacağı için daha çok çalışacak, kırk ölçüp bir biçecek...
Biraz mantık ve sabır bugünlerde hepimize iyi gelecek.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA