Türkiye'nin en iyi haber sitesi
MELİH ALTINOK

Bunun için mi kefen giyeceksiniz?

CHP ve HDP'nin Meclis kürsüsünü kırmaya varan direnişi devam ediyor.
Ancak Cumhurbaşkanlığı sistemini içeren yeni anayasanın maddeleri Ak Parti ve MHP işbirliğiyle bir bir Meclis'ten geçiyor.
Kavga gürültü arasında işin özü atlanıyor.
Aslında bu kavga gürültünün bir nedeni de o zaten.
Örneğin anayasa değişikliğine "ölümüne," "kefen giydik", "Kansız değiştirilemez" diye karşı çıkanlar... Kavga çıkartmasalar geçmesin diye uğruna burun kırdıkları bir maddenin şu olduğunu seçmene izah edebilirler miydi?
Yargı yetkisinin, Türk milleti adına bağımsız mahkemelerce kullanılacağına dair hüküm, 'bağımsız ve tarafsız' mahkemelerce kullanılacağı şeklinde değişti.
Peki, kabul edilmesin diye milletvekili ısırdıkları şu madde önerisine ne buyrulur?
Seçilme yaşı 25'ten 18'e düşürüldü.
Bilemiyorum, belki de milletvekillerinin 5 yılda bir Cumhurbaşkanıyla birlikte seçilmesine içerleyip Meclis'i kilitlemeye çalışıyorlardır.
"Hayır, bizim itirazımız paketin tümüne" dediklerini duyuyorum.
Ne büyük aymazlık! Tarihten, sandıktan hiç mi ders çıkartmaz insan?
Öyle "bütün bütün siyaset", devrimci romantizmi, demokratik rejimlerde işlemez.
Hepsini hedeflerken teker teker kaybedersin sonra.
Peki, ne yapabilirlerdi?
Cevabı herkes biliyor.
İstemedikleri maddeye direnişlerini anlamlı kılmak için, görüşmeleri sabote etmek yerine sürece katılacaklardı.
Düşünsenize referandum çoğunluğunu yakalamak için mekik diplomasisi yapan Başbakan Binali Yıldırım böyle bir aklıselime kayıtsız kalır mıydı?
Hatta daha ötesini söyleyeyim, CHP anayasa değişikliği paketine birkaç madde de kendisi ekleyebilirdi.
Ardından Meclis oylamasında istemediği maddelere hayır der, referandumda da kampanyasını örgütlerdi.
Tarihe de "seçilme yaşının düşürülmesine kahramanca direnen siyasi hareket" olarak geçmezdi!
Belki de referandumda sırf bu CHP'nin hesaplanmış deliliğine, germe stratejisine kızdığı için evet diyecek ortadaki seçmeni de ikna edebilirlerdi.
Oyunu artırırdı.
Evet, anlattığım demokratik bir hukuk devletinde yasama sürecinin rutin işleyişinden başkası değil.

***


Biz buna "katılışım" diyoruz

CHP'nin yeni anayasa sürecine katılmadığı yönündeki eleştirilere "Komisyonda haftalarca direndik yanıtını" alıyoruz.
İşte biz de bunu diyoruz zaten. Yasama sürecine katılmak, katkı vermek, eleştirmek, düzeltmek Meclis'te Fransız devrimi jakobeni pozu satmak değildir.
CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel'in anayasa komisyonunda attığı şu vahim ve kışkırtıcı tiratı hatırlayın:
"Çift kefeli bir teraziden bahsediyorum size... İki taraf kefeye yüreğini koyar. Son gece yapılacak sayım teferruattan ibaret kalır. 'O çağırınca havaalanında toplanıyoruz, onun tarafındayız, kot pantolon üzerine kefen giyeriz' diyenlere şunu söylüyoruz; bu kefenin öbür yanına kot pantolon üzerine kefen giyenler değil, Çanakkale'de toprak altında kefensiz yatanlar, Cumhuriyetçiler, milliyetçiler, Atatürkçüler, vatanseverler yüreğini koyar." Parlamentere, demokrata, hukuk devleti savunucusuna bak çay demle.
E öylesinin katılımı da böylesine oluyor işte.

***


Ne acelesi mi var?

En komiği ise "Ne aceleniz var. Tartışmadan, konuşamadan kucağımıza bir anayasa referandumu bıraktınız" diyenler.
El insaf! Acaba 2007'den beri yapılan anayasa tartışmalarını yakalamaları için durup kaç yıl beklememiz gerekiyor geriden gelenleri?

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA