Türkiye'nin en iyi haber sitesi
MELİH ALTINOK

Kürtler Erdoğan’ı Erdoğan Kürtleri tanıyor

Sesli dinlemek için tıklayınız.

Dindarlar, muhafazakarlar için dizayn edilen FETÖ neyse, Kürtler için de PKK odur.
Çünkü arkalarındaki akıl da sistematiği de aynıdır.
80'lerin başında birini dağa çıkaran, diğerini de onunla mücadele edecek ordunun içine sızdıranlar, 90'ların sonunda 'Öcalan'ı Türkiye'ye verip 'Fetullah'ı alanlardır.
Ne yazık ki 40 yılda bu aparatlar sayesinde, Cumhuriyet tarihi boyunca çevrede tutulmuş, merkeze alınmayan, ana dili, inancı "yakın tehdit" sayılmış iki "asli unsuru" kısmen krimanilize etmeyi başardılar.
FETÖ eliyle muhafazakarların imajını nasıl bozdularsa, PKK eliyle de bölgenin kadim kültürünü, geleneklerini unutturup, onurlu bir halkın adını terörle anılır hale getirdiler.



Acılarının dumanı hala tüten binlerce ölüme, yıkımlara, dramlara sebep oldular.
Türkiye'ye zaman kaybettirdiler, bizi oyaladılar.
Ne var ki sonuçta iki proje de ellerinde patladı.
Ne orduya sızdırdıkları Kemalist maskeli FETÖ'cü generallerine darbe yaptırabildiler ne de Kürt milliyetçiliği ayağına Türkiye sınırları içinde bir PKK devleti kurdurabildiler.
Evet oyunu bozan Erdoğan oldu.
FETÖ'yü silip attığı gibi, hem Türkiye'de hem de Suriye'nin kuzeyinde kurumaya çalışılan PKK devleti projelerini çöpe attı.
Dün Cumhurbaşkanı'nın Diyabarkır'daki konuşmasını dinlerken, bu mücadelenin dönüm noktalarını hatırladım.
Önce PKK'ya silah bıraktırmayı hedefleyen ancak bugün "Megri Megri" sığlığıyla değersizleştirilmeye çalışılan Çözüm Süreci'ne cesaret etti.
"Eyvah! Türkler ve Kürtler bu işi aralarında çözecek" diye telaşa kapılanların PKK ve FETÖ eliyle provoke ederek bitirdiği bu hamle, Kürtlere Ankara'nın kendi devletlerinin de başkenti olduğunu hatırlattı. Devletin PKK ile kendilerini ayırdığını hissettiler. Ülkenin Kürt değil PKK sorunu olduğunu gördüler.
Kürt vatandaşların PKK'lı teröristlerin kentlerinden sökülüp atılması sürecindeki yurtsever tavırları bu etkinin sonucudur.
Erdoğan'ın Kürtlerle karşılıklı muhabettini sorgulamaya kalkan sözde okyanus ötesi aparatlar çırpına dursun...
Tarih yazıyor, gören görüyor.

***


DİYARBAKIR CEZAEVİ DEMOKRASİ MÜZESİ OLUYOR
PKK gibi, Türkiye'nin on yıllarca başına bela olacak terör organizasyonlarını adım adım kuranların en büyük yardımcısı askeri vesayetti.
Bugün ekranlarda atıp tutan eski subaylara bakmayın siz... Darbeli rejimleri baskı ve inkar politikalarıyla, askeri çözümleriyle sorunları daha derinleştirdi. Ekmeklerine yağ sürdü.




Bu danışıklı dövüşün, şiddete, silaha, teröre aranan gerekçeyi yaratma çabalarının en sembolik örneği kuşkusuz Diyarbakır Cezaevidir. Ya da Diyarbakır Askerî Cezaevi.
The Times gazetesine göre "Dünyanın en kötü şöhretli 10 cezaevi" arasında yer alıyor.
Namı diğer Diyabakır Tabutluğu dün Diyarbakır'da olan Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın da gündemindeydi. Cezeevine gitti, gezdi.
Kürt gençlerinin moda gibi dağa çıkmalarına, APO'nun halk arasında "kurtarıcı" gibi görülmesine zemin hazırlayan işkenceleriyle, zulmüyle meşhur bu utanç yapısının müze olacağını açıkladı.
En kısa zamanda gidip görmek dileğiyle.

Bu köşe yazısını aşağıdaki linke tıklayarak sesli bir şekilde dinleyebilirsiniz

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA