Tarihi değerdeki Anayasa değişikliğinin, Anayasa Mahkemesi'ni kilitlediğini bilmem fark ediyor musunuz? Daha doğrusu, Anayasa değişikliğine endeksli uyum yasaları beklenen hızda ilerlemediği için sorunlar bir yerde birikiyor. Elde sadece Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu ile ilgili tasarı var, o kadar. Oysa Anayasa Mahkemesi'nin gerek yeni yapısı gerekse üstleneceği yeni misyon, Türkiye'nin iç barışı ve uluslararası itibarı açısından çok önemli. Halihazırda, Anayasa Mahkemesi'nin, kurumsal dönüşümü içeren görüşleri notlar halinde siyasi kanada iletilmiş durumda. Ama mahkemenin işleyişi ile ilgili sıkıntı gözden kaçmıyor. Öyle anlaşılıyor ki Başkan Haşim Kılıç ve üyeler, tereddütlü iş yapmak istemiyor. Mahkemenin yasası, "1 başkan ve 10 üye" ile toplantıyı tanımlıyor, tadilat gören Anayasa ise "1 başkan ve 13 üye" ile toplantıya işaret ediyor. Bu durumda, Anayasa Mahkemesi ne yapmalı? "Sosyal Güvenlik Yasası, 4c düzenlemesi, sigara yasağı, telefon dinlemelerle" ilintili kritik başvuruları görüşmeye mi başlamalı, yoksa bir süre daha eli kolu bağlı oturmalı mı?
Görünen o ki; yasal düzenleme gecikecek. Ve yüksek mahkemenin mevcut imkânlarla işi yürütmekten başka çaresi kalmıyor!