Türkiye'nin en iyi haber sitesi
OKAN MÜDERRİSOĞLU

Dış politikada örümcek ağı!

Sanki, zamana karşı yarışıyor. Yapacaklarını bir an önce tamamlayıp, geri dönülemez noktaya gelmesini hedefliyor gibi. Bu yüzden 24 saate sığmıyor. Hayallerini, bölgesel ve küresel dengelerle buluşturup, olabildiğince gerçekleştirmeye çalışıyor. Mantık sınırlarını zorlayan koşuşturmanın içinde.
Ama şikâyetçi değil. Aksine gücünün yettiği her yere ulaşma çabasında. Türkiye'yi doğrudan veya dolaylı biçimde ilgilendiren bir sorun gördü mü, adeta canlanıyor. Bu hırsı, bu heyecanı şöyle açıklıyor:
"Bizim gibi ülkelerde kurumsallık açığının telafisi ancak sorumlu kişilerin insanüstü çalışması ile mümkün!"
Kuşkusuz tahmin etmişsinizdir. Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'ndan söz ediyoruz.
Reel politik ile tasarladığı Türkiye arasında denge kurmayı hedefleyen siyasi kişilikten...

***

Davutoğlu ile bir günlüğüne gittiğimiz Bağdat'ta gördüklerimiz birçok açıdan üzerinde düşünülmeye değerdi. Örneğin, Kerkük ve Irak Türkmenleri. Şimdiye kadar sadece "güvenlik" algılamasının içine sıkıştırılan, çoğu kez kaderine terk edilen, parçalanmış Türkmenler, nasıl oluyor da Irak Hükümeti'nde üç bakanlık alabiliyor? Cumhurbaşkanı Yardımcılığı için müzakere yürütebiliyor? Şii-Sünni bölünmesi ile yıllarca kaybeden 1.5 milyon Türkmen, nasıl oluyor da, 10 milletvekili ile Irak Meclisi'nde ağırlığını koyabiliyor? Bu gelişmenin arkasında sabırlı bir diplomasinin yattığı açık gerçek.
Normal şartlarda bir ülkenin içişlerine karışma olarak algılanabilecek muhtelif girişimler, yeri geliyor o ülkenin içindeki aktörler tarafından talep edilebiliyor? Zira Türkiye'nin yazdığı istikrar reçetesi, zıt kutupları, ortak çıkarlar etrafında buluşturabiliyor!
İran etkisindeki Başbakan Maliki, pek sevmese de, Türkiye'nin önemini inkâr etmiyor.
Cumhurbaşkanı Talabani, Türkiyesiz Irak'ın rotadan sapacağını biliyor. İbrahim el Caferi, El Hekim gibi etkili isimler, Ankara'nın art niyetsiz yaklaşımının hayati rolünün farkında. Bölgesel Kürt Yönetimi ise beklenen inisiyatifi sergilemese de dil ve üslubuna artık özen gösteriyor.
***

Peki, Kıbrıs dosyası orada dururken, İran'ın nükleer programının yarattığı sancı dinmemişken, AB'den Ankara'yı dışlayıcı çatlak sesler yine yükselirken Türkiye, neden birden bire Lübnan gündemine odaklanıyor? Sanırım, bu yoğun temas trafiğinin arkasında, bölgede kurulması arzulanan yeni mimarinin çökme riski yatıyor. Olayı, birkaç yönden ele almak mümkün:
1- Lübnan'da tırmanacak siyasi kriz, İsrail'in Ortadoğu'da hukuk tanımaz tutumdan kaynaklanan bir dizi kronik problemi gölgede bırakabilir.
2- Lübnan'daki Sünni-Şii denklemindeki dinamiklerin bozulması halinde, Suriye-Irak ve İran'ı da vakum gibi içine çeken, Körfez ülkelerini de korkutan fırtına çıkabilir.
3- Lübnan'da, Hariri suikastı failleri üzerinden başlayan keskin söylemle gerilen siyasi ortam yatışmazsa, Suriye lideri Beşar Esat'ın koltuğunu bile tehdit ederek, çevre ülkelere yayılabilir.
4- Fransa'nın, Lübnan'da eski ilişkilerini canlandırma arayışı "rol çalma" teşebbüsünün ötesine geçmiyor. İran ve Suriye'nin Hizbullah, Suudi Arabistan'ın Sünni aktörlerle konuşabildiği Lübnan'da Türkiye, tüm kesimlerle görüşüp, aynı masaya oturmalarını sağlayabilen yegâne ülke konumunda.
Ancak bölgesel liderliğin tescili, bu ve benzeri sınavların başarıyla atlatılmasına bağlı.
***

Ve son nokta...
Türkiye'nin kurduğu modelin, Türkiye karşıtı cephe tarafından, bizzat Türkiye'ye karşı kullanılması. "Ankara patentli" Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyleri'nin, "İsrail-Kıbrıs Rum Kesimi-Ermenistan" ekseninde, Türkiye'yi köşeye sıkıştırmak üzere denenmesi. İsrail'in, Türkiye'yi yeniden kazanmak üzere arayışa girmek yerine müzmin Türkiye muhalifi iki ülkecikle, konjonktürel ittifak geliştirmesi hayli manidar.
Hatta bu tabloya Sırbistan'ın manipüle edilmesi de eklenebilir. "Balkanlar-Ege-
Akdeniz-Kafkaslar"
hattında Ankara'yı huzursuz eden gri ilişkiler ağı örülmesi ise "sıfır sorun-bölgesel refah" hamlesini zayıflatabilir!

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA