Türkiye'nin en iyi haber sitesi
OKAN MÜDERRİSOĞLU

Kıbrıs'ta "Akça"lı işler

Meğer Kıbrıs'ta ne fırtınalar kopuyormuş da milletimizin yeni haberi oluyormuş. Meğer vesayete (!) başkaldırılıyormuş da bilmiyormuşuz.
Lafı eğip bükmeye gerek yok. KKTC'deki gerçekler için madalyonun her iki yüzüne de bakmak zorundayız. Bugünkü patlamanın arkasında üç önemli neden yatıyor:
1- 'Yavru Vatan' edebiyatı ile Kıbrıs'taki idari ve ekonomik çarpıklığın göz ardı edilmesi. Bir dönemin Türkiye'sindeki sorunlu yapının neredeyse bir kopyasının Kıbrıs'a yerleştirilmesi.
2- Türkiyeli Türk- Kıbrıslı Türk ayrımının kültürel, sosyolojik ve ekonomik temellerinin ihmal edilmesi. Adalı Türklerin azınlık psikolojisine girmesi.
3- KKTC'yi ayağa kaldıracak önlemlerin toplumu ayağa kaldırması ve reçetede dozun kaçırılması.

***

1983'te bağımsızlığını ilan ettiği andan itibaren Kuzey Kıbrıs'a "şahsiyetli bir devlet" gibi yaklaşılmadığını kabul etmek zorundayız. Ada, gerek askeri, gerekse merkezi yapının ağırlığı altında yıllarca ezildi. İlk zamanlar sadece "güvenlik" perspektifinden bakıldı. İlerleyen dönemlerde Türkiye'deki sorunların ihraç edildiği arka bahçeye dönüştürüldü. Sözde ekonomiyi canlandırma adına, off shore bankalar, kumarhaneler... Türkiye'de üniversite kazanamayan zengin çocuklarının gözden uzak tutulduğu bir yer. Tabii araya sıkışan banka krizleri, gayrimenkul balonu patlamaları... Ankara'nın talepleri... Bitkisel hayattaki sistemi yaşatmaya çabalayan siyasetçilerin tutarsızlıklarına katlanma süreçleri... Kuzey Kıbrıs'ın rüştünün ispatlandığı yegâne örnek 2004'te oldu. Annan Planı oylaması sırasında Kıbrıslı Türklerin gösterdiği demokratik duruş ve özgüven sadece bir kenara not edildi o kadar.
***

Kıbrıs'taki kültür çatışması ise artık her şeyin ötesinde öncelik taşıyor. Özellikle 2007'ye kadar değerlenen emlak piyasası, Kuzey Kıbrıs'a ciddi işgücü göçü başlattı. Doğrusu bu gelişme, ehli keyif Adalıların hizmetler sektörüne ilgisizliğinden de kaynakladı. En alttaki işleri, en alt kültürden gelenler doldurdukça Ada insanı giderek içe kapandı. Hatta yer yer nefret duyguları gelişti. 1974 ve öncesini hatırlayan kuşağın sayısı azaldıkça Anadolulu-Adalı kutuplaşması tırmandırıldı. Yeni nesil Adalılar, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi'nin el altından çalışmasının da etkisi ile Türkiye karşıtı politik cephede konuşlanmaya başladı. Yaşam standartlarının Türkiyeli Türkler yüzünden gerilediğini düşünürken Ada'nın güneyine entegre oldukça bu sorunların azalacağına inandı. Kıbrıslılık anlayışı, "milli ve dini" bilinçten de koptu. Ankara, ödenmesi gereken diyeti hatırlatan karabasana dönüştürüldü.
Ve nihayet... Orta Asya Cumhuriyetleri'nde "Bir millet-iki devlet" söylemi ile hareket eden Türkiye, Anadolu'nun parçası gibi gördüğü Kıbrıs'ta, toplumsal eksen kaymasını fark etmekte geç kaldı.
***

Bu sıkıntılı tabloya son analizde "Akça'lı işler" de eşlik etti. Kıbrıs'ta akçalı işlerin düzeltilmesi için Teknik Yardım Heyeti Başkanı olarak Halil İbrahim Akça görevlendirildi. Yakında Lefkoşe Büyükelçisi olması beklenen Akça, tanıdığımız, yetişmiş bir bürokrat. Yapılmasına yardımcı olduğu reformların hepsi gerekli ve doğru. Lakin Kıbrıs için hazırlanan program incelendiğinde eksiklikler de göze çarpıyor.
1- Ekonomik reform için gereken siyasi irade zayıf kalmış.
2- Toplumun reformları hazmetme kapasitesi pek dikkate alınmamış.
3- Medya ile ilişkiler ve halkı hazırlama aşaması iyi planlanmamış.
4- Kıbrıs'a aktarılan para ile yapısal değişim hedefi arasında ilişki kurulurken KKTC'nin anavatanla özel bağları yeterince hesaba katılmamış.
5- Kıbrıs'ta müzakereler sürerken iç ve dış aktörler marifetiyle sürpriz muhalefet gelişebileceği öngörülmemiş.
Peki bundan sonra ne olabilir?
Öncelikle reform programının ana hedefleri korunmakla birlikte uygulama takvimi yenilenebilir. Karşı çıkanlar da dahil olmak üzere tüm kesimlerle yeniden bir araya gelinerek KKTC ekonomisini düzeltecek, özel sektöre rekabet gücü kazandıracak, kamuyu etkin kılacak önlemler bir kez daha anlatılarak taviz değil ince ayar düşünülebilir!

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA