Tamam, temel duruşunuzu sürdürün. Sizce haklı olan tezlerinizi sonuna kadar savunun. Ama iki hususu göz ardı etmeyin. 1- Masa başından ezberci çıkış döneminin artık sonuna gelindi. 2- Milliyetçilik, klasik söylemin dışına çıkan, milli çıkarlara dayalı çok boyutlu bir hal aldı!
Başbakan Tayyip Erdoğan'ın, Irak'ın tüm dengelerini esas alan tarihi ziyareti, tıpkı Erbil'de konuşulduğu gibi Milliyetçi Hareket Partisi liderliğini harekete geçirdi. Genel Başkan Devlet Bahçeli ve ekibi ön araştırma gereği bile duymadan kaleme kâğıda sarılıp, iki satır açıklama ile alışılmış eleştirileri sıraladı. "Irak'ın kurucu halklarından olan Türkmenleri dışlayan Başbakan" ifadesi, acelecilikten kaynaklanan hatanın ürünü idi. Zira Başbakan, Bağdat'ta Türkmen milletvekilleri ile yemekli toplantıda bir araya geldi. Alt kimlik unsurlarını esas alarak bölünmüş yapı sergileyen Türkmenlerin, ortak paydada buluşması, merkezi Irak yönetimi üzerinde ağırlığını koyması telkin edildi.
Keşke, MHP yönetimi meseleye sadece Ankara'dan bakmak yerine Erbil'e kadar uzanabilse. "Terör örgütü PKK'nın destekçisi Barzani" tanımlamasına rağmen, parti temsilcilerini en azından gayri resmi inceleme ziyaretine gönderebilse. Bölgesel Kürt Yönetimi'nin, Irak'ın kuzeyinde yarattığı değişime ama aynı zamanda elde ettiği refahı koruyabilme telaşına tanık olabilse. Yani ezberlerini bozabilse. Irak'ın bütünlüğünü esas alan Türkiye siyasetinin, "Kürt devleti sendromu"nu aşmaya nasıl katkı sağladığını görebilse...