Türkiye'nin en iyi haber sitesi
OKAN MÜDERRİSOĞLU

Demokrasi kepengi kapatılırsa!

İki gün içinde birbirinden ilginç seçim manzaralarına tanıklık ettik. İlk gün Şırnak ve Batman'da. İkinci gün Kırıkkale ve Nevşehir'de...
Başbakan Tayyip Erdoğan'ın dört mitingi gerek gerçekleştiği merkezler, gerekse seçmenin nabzı açısından geleceğe ışık tutar nitelikteydi.
Şırnak'ta, terör örgütünün baskısı ile indirilen kepenkleri gördük. El sallayamayan ama gözleri ile demokratik çözümü desteklediğini hissettiren gençlerin ruh halini okuduk. Aslında dükkânları değil demokrasi kepengini kapattıranların hedeflerini bizzat vatandaşlardan dinledik.
Batman'da Çay Mahallesi'ni "girilmez bölge" ilan edenlerin parti araçlarını taşladıklarını, seçim afişlerini yırttıklarını öğrendik. Kısa süre sohbet ettiğimiz Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, "Her gün araçların camını değiştiriyor, bilboardları yeniliyoruz" dediğinde, durumun güçlüğünü daha iyi kavradık.
Kırıkkale ve Nevşehir'de sokaklara dizilen, balkonlara yığılan kitlelerin gözlerindeki coşkuyu, daha yüksek demokratik standartlarda ve refah içinde yaşama arzusunu not ettik. Şırnak'taki pankarta yazılan "Tubxer Hati Seroke Dinyaye" tanımlamasının, Kırıkkale'de "Hoş geldin dünya lideri" diye Türkçeleştiğini belirledik. "Ve 'Kürt sorunu'nu çözerken 'Türk sorunu' yaratmamak gerektiğini bir kez daha kayda geçirdik."

***
İşte meselenin özü burada. Yani, Kürt kökenli vatandaşların iradesini sandığa yansıtma biçiminde. Halen terör örgütü PKK'yı siyasallaştırma mücadelesi veren odaklar, dramatik biçimde "özgürlük-demokrasi-barış" söylemine sarılıyorlar. Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ne karşı duruşlarını, hatta taleplerini bu kutsal kavramlarla meşrulaştırmaya çalışıyorlar. Ancak kendi içlerinde büyük çelişkiler yaşıyorlar. Silahın gölgesinde, Kürt kökenli insanlara karşı faşizan politikalar geliştiriyorlar. Demokrasi diyorlar, sandığı ipotek altına alıyorlar. Özgürlük diyorlar, ticari hayatı durduruyor, teşebbüs özgürlüğünü kısıtlıyorlar. Barış diyorlar, molotof kokteyline dönüşen kini, nefreti saçıyorlar. Emek diyorlar, hizmet götürmedikleri kentleri sefalete mahkum ediyorlar.
Etnik temelli dar tabanlı siyaseti, oluşturdukları platformla aşacaklarını savunuyorlar; lakin BDP orijinli olmayan ithal adayların konuşmasına bile izin vermiyorlar. Haliyle bölgedeki seçim demokratik rekabet ortamında geçmiyor.
***

Güneydoğu'da, Başbakan'ın "Kürt sorunu" vurgusunda değişim olup olmadığı sorgulanıyor. Orta Anadolu'da Batı'da, "Bu adamlar daha ne istiyor?" sorusuna yanıt aranıyor. Bölge insanı, kimliğini yaşayıp yaşatabileceği, dilini konuşabileceği, siyasete katılabileceği, yerel sorunlarını kendi içinde çözebileceği ülkeye entegre bir modeli arıyor. İşte o anda yine bildik malum güçler harekete geçiyor. İddia şu:
"TC kendi Kürt'ünü yaratmak istiyor!"
Böylece, demokratik sivil anayasa şemsiyesi altında yaşamayı seçen Kürtlere çıkış yolu bırakılmıyor. Varsa yoksa homojen Kürt bölgesi yaratma, o bölgede ayrı meclis, ayrı yerel hükümet kurma, ayrı bayrak dikip, sözde öz savunma gücü oluşturma! Bu ayrışma projesini hem Kürtlere hem de Türklere dayatma. Direnen makul kitlelere kan ve barut kokusu yayma...
***

Bugün gelinen noktada, PKK destekli, BDP görünümlü, çok başlı siyasetin ciddi iç muhasebe yaşadığını görmezden gelemeyiz. Bir grup, "Yeni anayasa zemininde müzakere yürütebiliriz" derken giderek etkin hale gelen radikal grup, "Kendi çözümümüzü kendimiz üretelim" aşamasına varıyor. Onları göz ardı etmeyen ak saçlı önderler de "Önümüzdeki şansı deneyelim. Olmazsa günah bizden gider" teziyle gençleri şimdilik frenliyor.
Lafı eğip bükmeye gerek yok. 1990'lı yıllarda devlet terörüne varan uygulamalarla kimlik bölünmesine uğrayan Kürt halkı, bu defa PKK'nın insanlık, BDP'nin demokrasi dışı uygulamaları yüzünden kişilik bölünmesine sürükleniyor. Üstelik, PKK'nın himayesindeki Kürt hareketi öne sürüldüğü gibi hak ve özgürlük değil otoriter zihniyeti ile yeni Saddamlar, Kaddafiler üretmeyi vaat ediyor. Kürtlerin bozması, Türklerin sağduyulu olması gereken oyun işte bu.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA