Türkiye'nin en iyi haber sitesi
OKAN MÜDERRİSOĞLU

Gelecek yılın falı ve kamuoyu algısı

Türkiye ekonomisinin geleceğini merak edenlerin üç ayrı "Orta Vadeli Programı" (OVP) okumalarında yarar var. OVP'ler, 3 yıllık hazırlanıyor. Her yıl, bir sonraki yılı da kapsayacak şekilde güncelleniyor. Nitekim, 2009-2011, 2010-2012, 2011-2013 yıllarını kapsayan OVP'lere, bu kez 2012-2014 vizyonu eklendi. Son dönemdeki OVP'lerin temel amaçlarıyla 13 Ekim sabahı açıklanan OVP'nin amacı arasında ton farkları göze çarpıyor. Ve bu ince fark, 2012 yılının genel gidişatının ip uçlarını veriyor.
Anlaşılan o ki ekonomi yönetimi "cari açık" riskini, sandığımızdan fazla önemsiyor. "Finansal istikrar" konusunda da yüksek hassasiyet taşıyor.

***
Başbakan Yardımcısı Ali Babacan'ın sunduğu yeni OVP'nin bir dizi zamla birlikte ilan edilmesi, siyasi kararlılık açısından etkili hamleydi. Dünyanın bırakın üç yılı yarını göremediği bir ortamda Türkiye'nin OVP hazırlaması da övgüye değerdi. Ancak bu durum, bazı eksiklikleri görmemize engel değil. Tedbir alınması ne kadar önemli ise tedbirlerin zamanlaması ve sunumu da o denli önemli.
1- Geçen yılki OVP, 2011 için 42.2 milyar dolar cari açık öngörürken, açık tutarı 71.7 milyar doları bulacak.
2- 2011 sonu için 42.9 milyar dolar enerji faturası tahmin edilirken, gerçekleşme 49.6 milyar dolar olacak.
Her iki veriyi birlikte analiz ettiğimizde, sadece cari açık bazında 29.5 milyar dolar sapmayla karşılaşıyoruz. Aradaki farkın 6.7 milyar doları enerji faturasındaki artıştan kaynaklanıyor. Elde olmayan nedenlere bağlı bu tutarı düştüğümüzde 22.8 milyar dolarlık açıklanması gereken tabloyla yüzleşiyoruz. İşte burası bam teli. Zira, mali tedbirlerin vakitlice alınıp alınmadığı kuşkusunu barındırıyor. Bakan Babacan aksini söylese de benim ulaştığım bilgi, teknisyen kadronun kısmi mali düzeltmeyi ilkbaharda önerdiği yönünde. Üstelik, ithalatı caydıracak, lüks tüketimi frenleyecek o önlemlerin seçim sürecinde, seçmen tercihlerini olumsuz etkileyecek niteliği de yok. Ancak, sandık telaşı, küresel belirsizliği okuma güçlüğü ve her şeyi Orta Vadeli Programa bırakma eğilimi ağır basmış.
***
Tütün mamulleri ve alkollü içkilerin yüksek oranlı vergilendirilmesi, ideolojik tartışmaya gerek bırakmayacak kadar küresel gerçekliktir. Bu açıdan bakıldığında vergi ayarlamalarını savunmak mümkündür. Ancak, vergi oranlarındaki artışın kaçak veya kalitesiz ürün kullanımını artırdığı da Türkiye deneyimi ile sabittir. Ayrıca Gelir Vergisi ve Vergi Usul Kanunu reformu 4 yıldır ertelenirken, yine dolaylı vergilere yüklenmek sürdürülebilir değildir. Yeni OVP, 2014'e kadar bu adımların atılacağını vaat etmektedir.
Vergilemede lüks tanımı da yenilenmelidir. Son 10 yıldır ekonomide sağlanan iyileşme ülkemizde "yeni orta sınıfın" doğmasına yol açmıştır. Ani vergi değişimlerinden en çok bu kesim zarar görmektedir. Dolaylı vergi artışları zengin kitle açısından yaşam kalitesi gerilemesi yaratmamaktadır. Çözüm, geciktirilen yapısal vergi reformunda gizlidir.
Petrol ve doğalgaz fiyatları ile kur artarken, içeride enerji maliyetlerinin artırılmaması da düşünülemez. Lakin bunun oranı ve takvimi, tüketim zamanlamasının gözetilmesini zorunlu kılmaktadır.
***
OVP'den aktaracağım son iki husus ile kamudaki genel algıya dair gözlemim de şöyle...
1- Yurtiçi tasarruf yetersizliği ve cari açık riski yüzünden önümüzdeki aylarda vergi politikası araçları yine etkin şekilde kullanılacak!
2- Temel amacı fiyat istikrarını sağlamak ve sürdürmek olan para politikası, destekleyici bir amaç olarak artık finansal istikrarı da gözetecek.
Vatandaş, Başbakan Tayyip Erdoğan'ın AK Parti Kızılcahamam Kampı'nda dile getirdiği, "Yunanistan örneğini" ciddiye almakta, "lüks ürünlerin vergisi arttı" söylemine itibar etmekte.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA