Türkiye'nin en iyi haber sitesi
OKAN MÜDERRİSOĞLU

17 yıl öncesinin hatıraları ve demokratikleşme serüveni

Başbakanlık Yeni Bina. Dili olsa da bir konuşsa.
17 yıl önce merhum Başbakan Necmettin Erbakan'ın "Kaynak Paketlerini" açıklamak için bizleri sıkça davet ettiği salondayız. Ve yıllar sonra aynı salonda bu kez kürsüde, Demokratikleşme Paketi'ni anlatmak üzere Başbakan Tayyip Erdoğan bulunuyor.
Erdoğan'ın dün ilân ettiği düzenlemelerin 10'da biri, 1996 şartlarında bırakın gündeme getirilmeyi, telaffuz edilse dahi askerin süngüsü siyasetçinin bağrına dayanırdı. Nereden nereye?

***

Başbakan'ın da dediği gibi paket, Türkiye'yi bütün prangalarından kurtaracak, geçmişin bütün tortularını temizleyecek büyüklükte değildi. Zaten bu beklenti gerçekçi de olamazdı. Ama özgürlük alanını genişleten, dayatmacı devlet ve siyaset anlayışını tarihe gömen yeni yaklaşımdan derin izler taşıyordu.
Kuşkusuz, yapılacak daha çok iş var. Ama bir şartla:
"Toplumsal destek her türlü demokratik adımın enerji kaynağını oluşturur!"
Bu nedenle paketin çerçevesini "siyasetin dinamikleri" ile "halkın hissiyatı, kabul ve rıza sınırları" belirledi.
Paketin içeriği ayrı bir yazı konusu...
Bir saatlik sunuşun 38 dakikası paketi olgunlaştıran objektif gereklilikler ve ülkenin demokratikleşme yolculuğu üzerine kurulu idi. 20 adımdan oluşan ikinci bölümün anlatımı 22 dakika sürdü. Öne çıkan mesajlardaki kritik vurgular dikkati çekiciydi. Örneğin;
Şehitlerin aziz hatırası yad edildi.
"Korkaklar, zafer anıtı dikemezler" denildi.
Muhalefet sorununa değinildi.
"Gönül isterdi ki bütün sorunların kaynağı olan Anayasa yeniden yapılabilse ve sorunlar kökten çözüme kavuşabilseydi" temennisi dile getirildi.
Nihayet... "Dışlamadan, ayırt etmeden, ötelemeden, horlamadan geleceği inşa edeceğiz" güvencesi bir kez daha verildi.
Bu beyanın samimiyetine yaslanarak, hatta haklı gerekçelerini de bilerek, "Keşke tüm basın, tarihi toplantıda bulunsaydı ve sorucevap bölümü de olsaydı" diye içimden geçirdim.
Tabii ki bu, sadece iktidarın sorumluluğundaki bir konu da değil. Galiba o büyük tablo için sıkılı yumrukların çözülmesini, katı kalplerin yumuşamasını beklememiz gerekecek!

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA