Türkiye'nin en iyi haber sitesi
OKAN MÜDERRİSOĞLU

Milletin vicdanında düşen vekillik!

Bazı durumlar vardır, resmi işlemlerin ötesinde sonuç doğurur, hatta hükmünü derhal icra eder. İYİ Parti Grup Başkanvekilliği görevinden uzaklaştırılan (kendi anlatımı ile istifa eden) Kocaeli Milletvekili Lütfü Türkkan örneğinde olduğu gibi. Türkkan, milletin gözünde, "vekilliği düşmüş" bir isimdir bundan sonra. Yani kamu vicdanı, Türkkan'a verdiği vekâleti çoktan iptal etmiştir.
Bingöl'de yaşanan affı güç olayı önce inkâra yönelip, sonra yarım ağız özür dilemesi bir yana... Esasen içindekini dışa vuran bir profil de sergilemiş, halk tabiri ile gerçek yüzünü ortaya koymuştur.
İP Genel Başkanı Meral Akşener'in, Millet İttifakı'ndaki fiili ortağı HDP ile şu ya da bu şekilde yol yürümesine tepki gösteren vatandaş, bir şehit yakınıdır. Duygusaldır, iddia edildiği gibi kurgusal değildir. Kaldı ki siyasetçiye, bilhassa her fırsatta iktidarı eleştiren ve "Biz farklıyız!" tezini ileri süren bir partinin temsilcisine, hele hele konu "milliyetçilik" oldu mu, mangalda kül bırakmayan bu isimlere, ekstra sorumluluk düşer.
Şehit yakınının bacısına küfredecek kadar "düşen" o milletvekili keşke "edep açığını" bilseydi de Şeyh Edebali'nin, Osman Bey'e nasihatini düstur edinseydi...
"... Bundan sonra
Öfke bize, uysallık sana,
Güceniklik bize, gönül almak sana,
Suçlamak bize, katlanmak sana."
Özetle...
Türkkan, siyasi tarihteki yerini, "küfürbaz" olarak bizzat kendisi kayda almıştır.
Sn. Akşener ise derleme-toplama partisini bir arada tutma uğruna, kritik anlarda olması gereken tavrı alamadıkça, kredibilitesini yine kendi eliyle tüketecektir!

GENÇ İSTİHDAMI... "AZ LAF, ÇOK İŞ!"
Memleketimizde, üzerinde çok konuşulan ama sınırlı mesafe alınan alanların başında "mesleki eğitim" geliyor. Hemen her dönem bir şeyler yapılıyor. Ama ya katkısı kısıtlı kalıyor ya da piyasayla uyumlu ilerleme sağlanamıyor. Sanırım bu alanda, bu kez ülkenin talihi dönüyor. Neden derseniz? Yakın zamanda Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, mesleki eğitimle ilgili önemli düzenlemeleri açıkladı. Gel gör ki suni gündemin arasında hak ettiği farkındalığı bulamadı. İşte bu nedenle Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer ile yaptığımız bir sohbette, genç işsizliğini ve mesleksizliği özellikle değerlendirdik. Özer, önce bir tespitini paylaştı:
"Tüm dünyada olduğu gibi bizde de devlet, üretim ve hizmet sektöründen adım adım çekildi. Böylece ana istihdam kaynağı özel sektör oldu. Ancak, mesleki eğitim devlette kaldı, özel sektör bu alana girmek istemedi. 2012 yılından itibaren getirilen tüm teşviklere rağmen özel sektörün mesleki eğitimdeki payı yüzde 10'unun altında kaldı."
Sonra, devam etti:
"Mesleki eğitimin yeniden inşasında işverenleri sürecin tamamına dâhil eden bir model geliştirdik. Artık, mesleki eğitim verdiğimiz tüm alanlarda müfredatı işverenlerle birlikte güncelliyor, öğrencilerin işletmelerdeki beceri eğitimlerini, öğretmenlerimizin işbaşı ve mesleki gelişimlerini birlikte planlıyoruz. Ve en önemlisi işverenler eğitim süreçlerinde aktif olarak yer aldıkları için o okullardan mezun olanlara da istihdamda öncelik sağlıyorlar."
Mesleki eğitim merkezlerinden mezun olanlar bundan böyle lise diploması alabilecek. Üstelik mesleki eğitim merkezlerindeki öğrencilere her ay ödenen asgari ücretin üçte biri kadar ücret tamamen devlet tarafından karşılanacak. Dolayısıyla, işverenlerin üzerinden bu yük alınacak. İlaveten, üçüncü yılın sonunda kalfa olanlar son yılda asgari ücretin yarısı kadar ücret kazanacak ve bunun tamamını yine devlet üstlenecek.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA