Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın ezber bozan Yunanistan ziyareti yeni bir dönemin kapısını araladı. Her bir kelimesinin özenle seçildiği belli olan "Atina Bildirgesi" de gösterdi ki Yunan tarafı şimdilik "ürkek adımlar" atmaktan yana...
Türkiye ile ilişkilerinde AB veya ABD'yi joker olarak kullanmayı alışkanlık hale getiren Atina, imzalanan ortak metnin "hukuki bağlayıcılık taşımasına" hiç istekli olmadı. Ama yine de iki ülkenin "pozitif ajanda" etrafında buluşması bugünkü konjonktürde bir kazanç. Nitekim Yunanistan Başbakanı Kiriakos Miçotakis, Şubat 2024'te 100 iş insanı ile İstanbul'a gelecek. Önümüzdeki yılın baharında da Ankara'ya resmi ziyarette bulunacak.
Bu ılımlı havanın Erdoğan- Miçotakis görüşmesine de yansıdığı ve keyifli bir "futbol sohbeti" geliştiği anlaşılıyor. Malum, Almanya'da düzenlenen Avrupa Futbol Şampiyonası'nda A Milli Futbol Takımımız, son rakibini bekliyor. Kazakistan-Yunanistan, Gürcistan-Lüksemburg maçları sonrası F Grubu'ndaki eşleşmeler tamamlanacak. Cumhurbaşkanımızın sorusu üzerine, Yunanistan Başbakanı Miçotakis'in umutlu konuştuğu, "İnanıyorum, başaracağız" dediği anlatılıyor.
Tabii, reel politik ve stratejik sorunlar ihmal edilmiş değil...
Kıbrıs, gayri askeri statüdeki adaların silahlandırılması, kıta sahanlığı, karasuları ile hava sahasının genişliği, Doğu Akdeniz'deki hidrokarbon kaynaklarının adil paylaşımı gibi yapısal sorunların paranteze alındığı, buna karşın ticaret, turizm, eğitim, tarım gibi alanlarda işbirliğine odaklanılan bu yeni dönemde en önemli değişim askeri sahada yaşanacak. Ege'de "it dalaşı" adı verilen ve iki ülke savaş jetlerini sürekli karşı karşıya getiren gerilimli ortamdan hızla uzaklaşılacak. Hatırlanacağı gibi ekonomik krize girdiği günlerde Yunanistan, kendisine yıllık 400 milyon Euro'ya mal olan devriye uçuşlarına ara verilmesini önermiş, Ankara da iyi niyet göstergesi olarak Ege ve Akdeniz üzerindeki uçuşları seyreltmiş, ihtilaflı sahalarda uçuş yapmamıştı.
Ve son husus...
Yunanistan'ın bilhassa ABD ve Fransa desteğiyle sürdürdüğü silahlanma! Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'nin yerli ve milli savunma sanayi gücüne işaret ederek, devamlı yeni silah sistemleri satın alan Yunanistan'ı "maliyet muhasebesi"yapmaya davet etti. Haliyle konuyu, yıllardır söylediği noktaya getirdi...
"İki ülke, üçüncü tarafların müdahalesine ihtiyaç duymadan sorunlarını suhuletle çözebilecek birikime, tecrübeye ve iradeye fazlasıyla sahiptir. Bunu teminen, üst düzey diyaloğumuzun devamının büyük önem taşıdığı kanaatindeyim..."
Yani... Türkiye korkusu üzerinden Yunanistan'ı manipüle eden ve halkı için harcayacağı kaynakları israf ettiren küresel oyuncular, aynı Yunanistan üzerinden Kıbrıs, Doğu Akdeniz ve Avrupa zemininde Türkiye'nin önünü tıkamakta.
Kurgu belli...
Önce karşılıklı güvensizlik üret, tarihi milli kaygıları canlandır, böylece tarafların enerjisini boşa harcat!
Umalım ve dileyelim ki Yunan siyasetçiler bu kez basiretli davransın!..
