Türkiye'nin en iyi haber sitesi
ÖNERİ-YORUM ŞEREF OĞUZ

İnanç turizmine inancımız varsa...

Küreselleşme ve onun tetikçisi internetin en büyük etkisi, turizm sektöründe görülüyor. Sosyal medyanın ivmelendirdiği sanal dünyada insanlar, iletişimin de gücüyle "çok uzaklara gitme" vizyonuna sahip oldu. Başka coğrafyalardan eş dost ve çevre edindi. İnternet üzerinden ruhunu taşıdığı mekânlara şimdi bedenini de götürme arzusu, küresel krizin yakın geleceğinde "büyük patlama" beklentisini doğurdu.
Küresel gezginlerin "kum, güneş, deniz" odaklı geleneksel turizm profili de hızla değişiyor. Çevre, doğa, sağlık turizmi türleri yanı sıra kültür ve inanç turizmi alternatifleri yükseliyor.
Beklenti; 2020'de 1.6 milyar uluslararası turistin 2 trilyon dolarlık iş hacmiyle turizmi en büyük ilk 5 sektör arasına sokacağı... Toplam turizm çeşitleri içinde inanç turizminin payı da %5'lerden %20'lere tırmanacak.
Tam da bu süreçte Türkiye'nin yıldızı, baht dönencesine oturabilir. Bizim girişimcilerin Kerbela'yı inanç turizmine hazırlama gayretini gururla izliyoruz.
Bu, gerekliydi ve gereği yerine getiriliyor. Fakat yeterli değildir. Zira bizim girişimcilerimizin odağında hâlâ Antalya konsepti vardır ve dünyanın inanç turizmi vizyonu henüz ilgi-bilgi alanımıza girmiş değil.
Neden mi? Gerekçelerim var.
Her yöreyi, kendi doğal kaynakları, tarihi mirası ve yerel aktörlerin kabiliyet alanları üzerinden geliştirmek, çağdaş kalkınmanın tek "sürdürülebilir" yolu.
Mesela Peygamberler Şehri Urfa... Tarihi mirası bu denli zengin olmasına rağmen bunu zenginliğe dönüştürmedeki yavaşlığımız, akademik düzeyde incelenmelidir.
Siz 22 milyar $ yatırarak Nevada Çölü'nde Las Vegas kurabilirsiniz. Ancak "peygamberler şehri" kuramazsınız. Bunun için yalnızca paraya değil, aynı zamanda peygamberlere ve binlerce yıla ihtiyacınız vardır.
Bunlar Urfa'da var. Olmayan; 42 ülkeden gelen turiste bunu takdim etme ve zenginliğe dönüştürme sürecidir. İnanç turizmi için böylesine potansiyel varken gelen turist başına harcanan paranın hâlâ günlük 50 doları geçmiyor olması, üzerinde düşünülmesi gereken bir konudur.
Kerbela'yı inanç turizmine hazırlayan girişimcilerimizin kendi "eşsiz envanterini küreye takdim edecek" farklı bir turizm vizyonuna ihtiyacı vardır.


Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA