Türkiye'nin en iyi haber sitesi
ÖNERİ-YORUM ŞEREF OĞUZ

Değer yaratmayan süreçler zorluyor

Krizler önemlidir; deprem sabahı jeolog olursunuz. Notu düşen ABD'nin finans dünyasında oluşturduğu tsunami, pek çok ülkenin "zayıf" kurumlarını sallamaya başladı bile. Sarsılan, yalnızca döviz - faiz yapıları değil, aynı zamanda iş yapma kültürleri.
2008'de küresel kriz dalgası başladığında bizler, 2001 krizinden çıkardığımız acı bir dersi, derhal hatırladık ve sokaktan geçen herkese kredi kartı dağıtma histerimize son verdik. İzleyen dönemde kart borçlarının ekonomiye nasıl bir külfet getireceğini fark edip işi sıkı tutmaya karar verdik.
Bugünlerde yaşanan karmaşa, benzer dersin hem de hızlı bir şekilde Batılı ekonomilerde de çıkarıldığını gösteriyor. Gelişen piyasalarda krediler sıkılaştırılıyor, kolay para enstrümanları sorgulanıyor, derecelendirme kurumlarının kararları yargılanıyor.
Bu hengâmede içeride neler oluyor? Üç farklı davranış şekli göze çarpıyor; Birincisi, olan biteni "bu da geçer ya hu" kayıtsızlığıyla izleyenler... İkinci grup ise "panik atak" zihin yapısında dolara rekor kırdırtıyor, borsayı yerle bir ediyor ve kelimenin tam anlamıyla gaza gelip, ödeyeceği maliyeti şişiriyor. Üçüncü grup ise izliyor, sorguluyor, değerlendiriyor...
Geçmiş krizlerde gördük ki dövize dayalı fiyatlandırma, güvenli bir yaklaşım değil. Bugün not düşmesi çılgınlığı yaşayan dövizdeki zıplamalar, şimdi bu eski kötü alışkanlığı gözden geçirmemize yol açıyor.
Kaynakların her geçen gün daha kıt ve pahalı hale geldiği ortamda, verimlilik arayışları, "önemli" olmanın ötesine taşıp; "öncelikli" hale geliyor.
Bu karmaşayı "yeterince dikkatli izleyenler", zaten gündemlerinde olan "değer yaratmayan süreçleri" ayıklama işine hız verecek gibi görünüyor. Bu süreçleri yalnızca değer zincirinin halkalarını "verimli kılmak" olarak algılamayın. Şimdi sorgulanan, "karar süreçlerindeki" eski ezberler ve bir zamanlar işe yaramış olsa bile bugün bizi zarara sokan "kurum refleksleri."
Peş peşe gelen krizlerle yenilenen ekonomide zaten, bilgi ve iletişim teknolojilerinin de yardımıyla, mevcut "iş, ilişki ve iletişim" süreçleriyle, daha önce olmayan "bilgi süreçleri" yeniden tanımlanıyor.
Zaman içinde değişen iş süreçleriyle baş edebilmek için ana işini unuttururcasına pek çok üzerine vazife olmayan şeye soyunan şirketler hatırlıyorum. Çoğu, bir fincan süt için inek beslemek gibi algılanabilecek yığınca yeni süreç yarattılar.
Oysa küresel krizler bize, "en iyi yapabildiğin şeye odaklan" diyor.
Gerisini hizmet olarak "asıl işi bu olan ve bu işi en iyi yapandan al" diye devam ediyor.
Hele ki KOBİ'lerimiz, büyüme süreciyle birlikte, artan ihtiyaçlar karşısında ya büyüyorlar ya da şişiyorlar. Ve bir kriz geliyor, bu şişliği alıyor, firmayı yok ediyor.
Şimdi firmaların değer yaratmayan tüm süreçleri, küresel tsunamide daha göze batar hale gelmiş oldu. Bu da "ayıklanmaları" için bir fırsat oluşturuyor.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA