Türkiye'nin en iyi haber sitesi
ÖNERİ-YORUM ŞEREF OĞUZ

Merkez; her yerde Çevre; bir yerde

Dünyanın yeni üretim modeli bu. Yükselme çağı 1990'larda küreselleşmeyi biz "yerli malı" kavramını çöpe atan faktör sandık. Bağımsızlık- bağımlılık ekseninden bakıyorduk zira. Sonra anladık ki oluşan "karşılıklı bağımlılık" imiş. Bugün geldiğimiz nokta eski "yerli malı" üretim merkezleri, kürenin her yanına dağılmış ancak dün bu durumda olan "çevre", bir yere yığılmış. Bu yer de markanın, tasarım sahibinin, işi kurgulayanın bizzat kendisi. İster doğduğu ülkede ister doyduğu ülkede olsun, altın kural hiç değişmedi, "altını olan, kuralı koyar."
Bugün otomotiv, altın değerinde. Zira eğer ülkede otomotiv varsa, endüstride "çok şey" var demektir ve silahtan sigortacılığa dek yüzlerce sektörü tetikler, teknolojiyi geliştirir, diğerlerine katma değer sağlar.
Biz "yerli malı" derken yalnızca Türkiye'de üretilmiş otomobili kastetmiyoruz. Bir gün kendi markamız olursa, elbette bunu, dünyanın dört bir yanında üreteceğiz. Tıpkı Bursa kümeli yan sanayimizin, Batı'nın ve Doğu'nun yabancı marka otolarına "parça" ürettiği gibi.
Tabii ki Boeing'in 3 milyonu aşkın parçası, ABD dahil, 18 ülkede üretiliyor. Avrupalı Airbus farklı değil. Fakat değer zincirinde aslan payını, Boeing markasının sahibi, Seattle'daki baronlar alıyor. En ucuz B-777'nin yaklaşık 200 milyon $'ından yaratılan katma değerin %80'i, Boeing işinin sahiplerine kalıyor.
Sorun, yerli otomobil yapmak değil, yerli marka ile katma değerde aslan payının Türkiye'de kalmasıdır.
Yerli marka otomobilimizin 3 binden fazla parçasını, onlarca ülkede ürettireceğimizi de biliyoruz. Ancak bilmediğimiz; küreselleşmenin yeni yüzünde üretim merkezlerini dağıtsan dahi, her "çevre"den gelecek değerin, Türkiye'de kalacağıdır.


Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA