Türkiye'nin en iyi haber sitesi
ÖNERİ-YORUM ŞEREF OĞUZ

İhtiyat ve tutarlılık

Başbakan'ın G-20 konuşmasını inşa ettiği 2 temel kavram var: ihtiyat ve tutarlılık... Küresel krizin 1'inci dalgasında, özel sektör iflas dalgasını da başlatan, bu iki temel kavrama ihanet idi.
Bugün ülkelerin iflasına kadar derinleşen 2'nci fazda da yine bu kaidenin ihlâlini görüyoruz.
İhtiyat, iyi planlanmamış ve mali uyumu düşünülmemiş adımları tanımlıyor.
3 yıl önce seri iflaslar başladığında bizim tutumumuz, ihtiyatlı "iyimserlik" olmuş ve herkes, "dünya batıyor biz de batacağız" paniğindeyken, "teğet geçecek" duruşu sergilemiştik.
Zaman, bu "iyimserliği", ihtiyatı elden bırakmadan hayata geçirebildiğimizi gösterdi.
Bu sayede G-20 ülkeleri, fazladan "20 milyon kriz işsizi" üretirken, Türkiye, 3.4 milyon ilave istihdam açarak 3.4 puanlık iyileşme sağlamıştı. İyimserlik bir tutum iken "ihtiyat" vazgeçilmez "kaide" olmuştu. Tutarlılık, yalnızca G-20'nin değil, diğer ekonomilerin de sorunu. Gerçekçi ve ihtiyatlı olmaya çalışırken eğer "ikircil" ve "tutarsız" davranırsanız, güveni kaybedersiniz.
Oysa ki krizden çıkma sürecinde en fazla ihtiyaç duyulan, tam da budur; güven...
Ekonomik Politikalar Oturumu'nda (B-20) Başbakan'ın sözünü ettiği 4 temel engel var. 1- Yüksek kamu borçları, 2- Finansal sorunlar, 3- Yüksek işsizlik ve 4- Küresel dengesizlikler...
Bunların aşılması için Başbakan Erdoğan'ın dünya liderlerine önerisi şu: Şayet güçlü küresel toparlanma talep ediliyorsa; başta G-20 olmak üzere tüm ülkelerin "işbirliği" yapması...
Akla yakın bu önermenin hayata yakın olmasını da ancak "tutarlılık" sağlayabilecek. Orta Vadeli Plan'a "içtenlikle" sadakat sayesinde Türkiye'nin başardığı gibi...

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA