Türkiye'nin en iyi haber sitesi
ÖNERİ-YORUM ŞEREF OĞUZ

Kaçıncı bin kişiden sonra?

Gözyaşından öğrenen ulus olduğumuz, bir kez daha tasdik edildi. Ama temel soru hiç değişmedi; acaba kaçıncı bin kişiden sonra tedbir geliştireceğiz?
Bin kişi diyorum zira... Teker teker öldük, tınmadık. Onar onar öldük, aldırmadık. Yüzer yüzer ziyan olduk, kıpırdamadık...
Bu sorunun tek muhatabının "kamu" veya "yönetim" olduğunu mu sanıyorsunuz?
Aksine... Bu sorunun ilk muhatabının resmi; banyomdaki aynada asılı.. Her sabah onunla güne başlıyorum zaten.
Sorun, dün terör, bugün deprem, yarın bir afet; fark etmiyor... Nasılsa bu sorunu, "kendi sorumluluk alanımızın dışına" öteleyebiliyoruz. Mimar Sinan mezarından çıkıp bizim inşaatın kolonlarını hesaplamayacak.
Mimar Kemaleddin, 20'lık banknottan fırlayıp, ruhsat için verilen rüşveti engellemeyecek. Newton'un elmaları hâlâ yerçekimine tabii... Fazladan garaj için kesilen kolonlar da...
Matematiği inkâr, kuralları ihlâl edenin, "dış güçler" olduğunu mu sanıyorsunuz?
Hain, düpedüz "içimizde" saklı. Her sabah aynada "teşhis" ediyoruz onu...
Sığır dahi, daha önce geçerken çatırdayan köprüden ikinci kez geçmiyor. Hatalardan ders alma noktasını da aştık(!) şükür... Depremi "kader" diye bizim dışımıza öteledik. Artçıların çatlattığı binaları "mesken" tuttuk ama bizi kurtarmaya gelene Japon doktoru dahi becerip hayatta tutamadık... Ölüm bizi kayıracak sanıyoruz ve fevkalade yanılıyoruz!
Temel soru hâlâ değişmedi.. Başkasından "hesap sormadan" ve dışımızdakileri "suçlamadan önce" cevap vermemiz gereken soru aynı; acaba kaçıncı bin kişiden sonra tedbir geliştireceğiz? Beş? On? Yoksa "bin yetmez" milyon mu?
Sahi, kaç?

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA