Türkiye'nin en iyi haber sitesi
ÖNERİ-YORUM ŞEREF OĞUZ

Karşılıklı güvensizlik

Sürekli ve yüksek büyüme, ekonomideki bazı sektörleri "yol testine" tabi tutuyor gibi. Bir bakıma çelişerek gelişen ekonomi söz konusu. Bazı sektörlerde gelişme, olağanüstü iken bazıları ise "asimetrik" büyüyor ya da büyüyemiyor.
Bunların başında sigortacılık geliyor. Risk gerçekleşmeden önce "cennet vaat eden" fakat risk gerçekleştiğinde size "potansiyel suiistimalci" muamelesi yapan bir sektör. Zorunlu alanlarda mecburiyetten sigortalı iseniz, burada da "karşılıklı güvensizlik" üzerine kurulu bir ilişki kültürü içindesiniz demektir.
Oysa "garanti" ve "güven" üzerine kurulu sigortanın bizdeki tecellisi, tıpkı "çek" gibi... Var edildiği kültürde "peşin ödemenin" alternatif yansıması iken bizde çek, bir tür "vadeli ödeme" şeklindedir. Benzer durum, sigorta için geçerli.
Ne zaman sektör temsilcilerini dinlesem, söz dönüp dolaşıp, "ülkemizde sigortacılığın yeterince gelişmediğine" varır. Tezleri "Türkiye'deki gelişime paralel olarak sigorta sektörü, gerçek potansiyellerine ulaşmaktan uzaktır" şeklinde. Doğrudur. Ancak sigortacıların "neden" arayışı onları şu analize saplayıp bırakır; "kamu teşvik etmiyor ve halk da zaten suiistimalci..."
Nitekim sigorta suiistimallerini "nitelikli dolandırıcılık" kapsamına aldırmaları, her 100 trafik poliçesinin 7.5'inde dolandırıldıklarını iddia etmeleri, 2010'da müşterileri tarafından 8.5 milyar liralık suiistimale uğradıkları, bu tezlerinin dayanağıdır.
Öncelikle haklı oldukları suiistimal yoğunluğuna bakalım; "Kaza Tespit Tutanağı Yolsuzlukları, Planlanmış (Organize) Hasar, 'Vurup Kaçtı' Beyanı, Sahte Yaralanma, Hasar Sonrası Sigortalama Sahtekârlığı, Sahte Belge, Gerekmeyen Tedavi Gideri Yolsuzlukları, Kendi Malına Zarar Verme, Abartılmış Hasar Faturası, Tamir Servisi ile İlgili Yolsuzluklar."
Peki ya sigortalının karşılaştığı "sigorta şirketi" suiistimalleri? Gerek bankacılık, gerek sigortacılık, belirli bir "suiistimal riskini" barındıran sektörlerdir. Misal bankacılıkta %5'lik geri dönmeyen kredi yükü, zaten sistemin toplam finansmanına dahildir. Sigortalar ise riski yöneterek çalıştığından suiistimalleri poliçelere yansıtma konusunda olağanüstü "aktüeryal zekâ" sahibidirler.
Fakat sektör nedense kendilerini "dürüst" fakat müşterilerini "suiistimalci" diye tanımladığından sektör gelişemiyor. Zira %5'lik suiistimalciye geçit vermemek adına, %95'e eziyet ediyorlar.
Bunun neticelerini iptal edilen özel sağlık sigortalarından görebiliyoruz. En kapsamlı poliçeyi satın almış olsanız bile, hastalandığınızda "nedense sizin başınıza gelenlerin hemen hepsi" sigorta kapsamı dışındadır. Bu, kafa karıştıran tarifler üzerinden sigortacıların yaptığı "nitelikli dolandırıcılık" tanımına girmiyor mu?

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA