Türkiye'nin en iyi haber sitesi
ÖNERİ-YORUM ŞEREF OĞUZ

Her cinayette işi bırakırsak!..

Hayvan bile kendine bakan eli ısırmaz iken doktoru öldürebilen zihin yapısı, sorgulanmaya değer. Bunu yapabilecek kadar cinnete taşınabiliyorsak, eğitimden aileye dek kendimize ayna tutma zamanımız geldi demektir.
Bu sorgulama, öldürülen meslektaşları için beyaz eylem başlatan doktorlar için de geçerli. Ülke çapında işi bırakmak ile doktora yönelik şiddeti protesto etmek, demokratik hak gibi görülebilir. Ancak doktorluk sıradan bir meslek olmadığı gibi "işi bırakmak" da doğuracağı sonuçlar bakımından sıradan bir eylem değildir.
Sağlık sistemiyle hesaplaşmayı bu cinayetle bütünleştirmek; etik boyutları da masaya yatırmamıza yol açıyor. Öldürülen doktorumuzun acısını paylaşmak ve doktora yönelik şiddeti protesto etmek, gereklidir ve benzeri olayların yaşanmaması için tedbir önermek şarttır.
Fakat sağlık sistemiyle çekişmesini, bu cinayet üzerinden topluma takdim etmek, başka bir şeydir ve kamuoyu da bunu tartışacaktır. Sorun hastanedeki güvenlik sistemleri ise çare, ona dairdir. Eğitim sistemi sorgulanacak ise eğitimsiz, linç kültüründeki bireylerin tek tehdit alanı doktorlar değildir. Bir avukat öldürülünce adliyeler, bir itfaiyeci öldürülünce itfaiye, bir politikacı öldürüldü diye Meclis, bir öğretmen öldürüldü diye bütün okullar, asker-polis öldürülünce de karakol ve kışla işi bırakacak ise, bu yaklaşımda marazi hal var demektir.
Gözyaşı dökülmeden büyük işler başarılmaz der bilgeler... Rahmetli Dr. Ersin Arslan cinayetinin, hastanelerin güvenlik sorununa odaklanıp doktora yönelik şiddete son vermek için gereken düzenlemelere vesile olması akla ve vicdana yakın olandır.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA