Terörün eko-sisteminin büyüklüğü yıllık 1.5 trilyon $'a ulaştı. Türkiye terörün hedef aldığı ülkelerin başında geliyor. Şimdiye dek doğrudan 130 milyar, dolaylı olarak 300 milyar $'ı terör belasına harcadık. Şehitlerimizin kaybı ise hiçbir para birimiyle ölçülemeyecek derecede büyük, üzücü ve yürek dağlayıcı...
Barış masasından kalkıp Dağlıca'da katliam yapanların niyeti nedir? Yığınca sebep arasından benim odaklandığım, terörün ekonomik boyutu olacak. Öncelikle kaybetmeye başlayan hareketten söz ediyoruz. Barışın kaybedeni olur mu? Olur... Çatışmanın var ettiği kesimler, Kandil, PKK ve siyasi uzantı HDP, kısaca HDPKKandil...
PKK'nın insan kaynağı sıkıntısı zaten vardı ve 2 yıldır doruğa çıktı. Çocukları dağa kaçıran örgütten bizzat 2 bin Kürt anne hesap soruyor. İkinci kaynak kaybı, uyuşturucu trafiğinden... Türkiye, coğrafyası gereği yalnızca enerji hatları değil, uyuşturucu trafiği üzerinde... Narkotik alanındaki küresel başarılar, PKK'nın buradaki kaynaklarını budadı.
Silah kaçakçılığı dâhil, şehirdeki küçük işlerden beslenen yapılar da kamu otoritesi ile sıkıştırılmış durumda... Bölgedeki bazı belediyelerin sözde otonomi ilanları altında, mikro finansman kaynaklarını kaybetmeme güdüsü yatıyor. İnsan kaçakçılığı da artık her geçen gün zorlaşıyor ve PKK'ya kaynak kaybettiriyor.
Ancak HDP Başkanı Selahattin Demirtaş "PKK kazanacak" derken, bir kaybediş türküsünün son kuplesini seslendiriyor. Terör, kötülüğün dili, şeytanın lisanıdır ve "kazancını" bu dil üzerinden yapanların çaresizliğidir aslında Dağlıca...
İş dünyası, bölge STK'ları, nihayetinde kazananın barış ve refah olacağını haykırıyor bu sayfalarda... Kendi evlatlarının başını yemeye başlayan bu örgütün bir yarını olacağını düşünmek, bana göre en büyük gaflettir. Kandil de içimizdeki hainler de bunu er veya geç fark edecektir.