AK Parti sahillere indi, diyoruz. Aslında çıktı da diyebiliriz. İstanbul "çıktı"nın merkezi. Aynı zamanda marka şehirlerin esin kaynağı. Mega şehirdeki büyük değişim seçmeni iktidarın yanında olmaya itti. Rüzgâr, İstanbul'un geçmişten beri en modern semti Moda'yı bile etkiledi.
Yıllarca CHP'nin kalesi sayılan bu semtte yaşayan Nevra Teyze, "İstanbul'u bu kadar temiz görmemiştim.
Doktor da karşımda" gerekçesiyle çekinmeden oyunu verdiğini söyledi. Sadece İstanbul mu?
İzmir, Antalya, Adana...
Üç şehirde de AK Parti CHP'nin gerisindeydi. Bu kez Antalya ve Adana'da öne geçti, İzmir'de farkı kapadı.
Trabzon ve Ş. Urfa...
Seçim öncesi, "Biz, AK Parti'yi üzebiliriz" mesajı verdi. Ş.Urfa, "Bizde yerli aday yok!" diye bağırdı... Trabzon, "Futbolun intikamını alırız" diyerek stres yarattı.
Onca söze rağmen, bu illerdeki seçmenler oyları AK Parti'ye boca etti. Elbette söyleme, zamanlamaya, tonlamaya baktığımızda şehirlerimiz bir bütün olarak siyasi ve iktisadi "alver!" yapmak istiyor.
Dediler ki, "Ey siyasetçi önce sen bana bir şey ver. Ben de sana oy vereceğim..." Şehir aklı siyasette yönü belirledi.

***
Sokaklar, siyasi görüşlerle gerilirken, projeler hafızalara kazındı. Başbakan Erdoğan, gittiği her yerde, halka, şehirleriyle ilgili izleyecekleri politikaları anlattı.
Partisi beş yıldır çalışıyor. Ellerinde şehirlere ait somut ve cazip istatistikler var, hepsini ortaya koydu. Muhalefetin böyle bir bakış açısı yok ki, ortaya koyabilsin!..
Birileri dese ki, "Hemen 81 ilin siyasi, idari ve iktisadi profilini ortaya koyun!.. İpi, bir tek AK Parti göğüsler. Diğer partiler sadece bakar.
Diyeceğimiz şu: Artık ortada Türkiye haritasını eline alıp, her il için özel çalışma yürütecek bir akıl var.
***
Bu akıl Başbakan Erdoğan'ın aklı gibi görünüyor! Aslında o akıl, o şehrin aklı...
Erdoğan, "Bu şehir ne istiyor? İhtiyacı ne? En makul pratik çözüm ne olabilir?" sadece buna bakıyor. İhtiyaca göre anında çözüm üretiyor. Olayın özü bu.
Bizce şimdi sıra Başbakanlık Müsteşarı, valiler ve kamu hizmeti üreten kurumlarda...
Kaynak eksikliği nedeniyle çözüm üretemiyorlarsa, eskisi gibi, "kaynak yoksa çözüm yok" deme şansları hiç kalmadı.
Gerektiğinde TOKİ anında devreye giriyor.
Yetmedi mi?
Adres, devletin Hazine'si...
Öyle ya da böyle çözüm geliyor.
Son sözümüz, bu modelin oluşmasındaki siyasi ve idari yapılanma, Türkiye'nin mayasını değiştirdi.