Türkiye'nin en iyi haber sitesi
ONUR YILDIRIM

2 kupa geliyor!

Fenerbahçe bu sezon içine gömüldüğü ve bir türlü çıkamadığı duygusal bataklıktan kurtulma işaretlerini hafta içi oynanan Ziraat Türkiye çeyrek final maçıyla vermişti. Trabzon maçın bitiminde herkes Fenerbahçe takımını içten içe çürüten, takatsiz ve tutuk yapan hüznün artık dağıldığına emin oldu. Bu ağır keder, tüm sezon boyunca Fenerbahçe'yi hem tutuk yapmış, hem de tutukluğuna mazeret olmuştu. Yoksa bu sezonki futbolu sadece Lugano, Andre Santos ve Niang'ın gidişiyle açıklamak mümkün müydü?

Fenerbahçe futbol takımının içinde bulunduğu his bulutu, taraftarının gururla haykırdığı ve hep birlikte paylaştığı kederle aynı keder değildi.
Taraftar, kederi kendi seçtiği bir şey gibi mağrurca taşırken, futbol takımı sezon boyunca kazanmaya karşı ilgisizlik olarak bu hastalıktan bitkin düştü.
Fenerbahçeli futbolcuların oyununa, heveslerini yiyip bitiren kahpe bir hastalık gibi sindi bu ortak ruh hali. "Takım ruhsuzluğu" kazanmaya müsaade etmiyor, takımın fiziksel kalitesi ise kaybetmeye razı gelmiyordu.
Kazanılan maçlarda oynanan futbol ne taraftarı, ne futbolcuları, ne de Aykut Kocaman'ı tatmin ediyor, sonraki maçlara dair en küçük bir umudun yeşermesine izin vermiyordu. Başarıya ve kazanmaya karşı küskün takımın "vay yine mi keder" elbisesini, Kayseri'yle oynanan Ziraat Türkiye Kupası maçı bittiğinde çıkarmaya karar verdiğini dikkatli gözler gördü.
Fenerbahçe "kaybetmek istemeyen"den "kazanma hevesiyle dolu" takıma dönüştü. Geçen sezon devre arasında yapılan Antalya kampını sonrası benzer bir ruhsal dönüşümle şampiyon olmuştu.
Nihayet 3 Temmuz sonrası yaşanan kederin, kader olmadığı Trabzonspor maçıyla ortaya çıktı.
Taraftarların asıl sevindiği de zaten galibiyet değil, takımın "iyileşmesi" oldu.
Koca bir sezon boyunca futbola, kazanmaya, başarıya karşı isteksiz davranan Fenerbahçe değildi Trabzon karşısındaki.
Tutukluğunu, hüznünü ve kederini Ziraat Türkiye kupasında atmış, tıpkı geçen seneki gibi "inanmış" bir takımdı.
Bunu görmek için skor tabelasına mı, pas yüzdesine mi, yoksa çekilen şut sayısına mı bakmalı?
Maç bittiğinde biraz statta beklemek, bu "keder"in Fenerbahçe'yi terk ettiğini görmek için yeterli…
Trabzon maçı sonrası, maç bitiminde Fenerbahçeli futbolcular soyunma odasına gitmediler.
Tıpkı geçen sezon boyunca olduğu gibi…
Tribünleri gezip karşılıklı "Şampiyonluk geliyor!" tezahüratı yaptılar, yaptırdılar…
Omuz omuza…
Yeniden inanmış bir takım olarak…
Yalnız…
Küçük bir farkla…
Geçen sezon "Şampiyonluk geliyor!" diye bağıran Fenerbahçeli futbolcular artık "2 kupa geliyor!" diye tezahürat yapıyor!

MAÇIN RAKAMI
Fenerbahçe yüzde 61 topa sahip oldu, 514 pas yaptı.
Trabzon yüzde 39 topa sahip oldu, 274 pas yaptı.

MAÇIN ESPRİSİ
Maçtan önce Avrupa Şampiyonlar Ligi Şampiyonu Fenerbahçe Universal Bayan Voleybol Takımı Şampiyonluk Kupası ile saha kenarında dolaşırken "Sadri Şener'e inat yapılıyor" esprileri yapıldı

MAÇIN GÜZELLİĞİ
Bu sezon oynanan ilk maçta son düdükle birlikte Kazım Koyuncu'nun "Hayde gidelum haydee" şarkısı çalmıştı. Bu kez herhangi bir sataşma olmadı.
Maç boyunca küfürlü tezahürat yapılamadı. Mousa Sow'un golü 61'inci dakikada gelince sezon boyunca Fenerbahçe taraftarının yaptığı 61'inci dakika protestosu da yaşanmadı.

MAÇIN TATSIZLIĞI
Koreografi sırasında kafasına makara düşen taraftar Onur Karabudak'ın durumu iyi, bilinci açık.

MAÇIN 3 KIRILMA ANI
1) 8'inci dakikada Alex'in müthiş pasıyla penaltı noktası üzerinde kaleci ile karşı karşıya kaldı ancak golü atamadı.
2) 19'uncu dakikada Gökhan Gönül'ün sol ayakla çektiği şut üst direkten döndü.
3) 62'nci dakikada Serkan Balcı'nın yüzde yüzlük gol vuruşunu Volkan çıkardı.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA