Türkiye'nin en iyi haber sitesi
MAHMUT ÖVÜR

Yeşil alan avcıları!

Ne zaman sel, kar veya deprem tehlikesi kapımıza dayansa, hepimiz feryat ediyoruz, "Şu İstanbul'un sahibi yok mu?" diye...
Aslolan, o günler kapımıza dayanmadan, yapılması gerekenleri söylemek. Gecekondu, kaçak yapılaşma ve ulaşım problemi zaten biliniyor. Onların nasıl bir tehlikeye yol açtığı konusunda az çok fikir sahibiyiz.
Ama bu kenti asıl mahveden yoğun yapılaşma... Bir zamanlar İstanbul'da insanların rahat nefes alabileceği toplu konut alanları açıldı.
Emlakbank'ın yaptığı, Ataköy, Bahçeşehir, Ataşehir, Sinanoba, Mimarsinan gibi önemli yerleşim yerleri bu sürecin bir ürünü. Toplu konut furyasına sonradan belediyeler, özel şirketler de katıldı. Ve İstanbul'un çevresi, koloni kentler denilen, yeşil alanı bol, sağlam ve sağlıklı konutlar ile bahçeli villalarla donatıldı. İlk bakışta hoş bir görüntü de kattı bu koloni kentler güzelim İstanbul'a...
Ama şimdi gelin görün ki durum hiç de iç açıcı değil. Bu koloni kentlere her gün yenileri eklenerek büyüyor ve İstanbul nefes alamayacak duruma geliyor.
Bu semtlerde yaşayan İstanbullular o kolonilere mahkoldular. Yollar tıkandı, yarım saatlik yolu iki saatte alır hale geldiler. Çünkü bu bölgeler hem içeriden, hem de dışarıdan kuşatıldı. Ve yollar bu yükü kaldıramaz oldu.
Buraları yapan zihniyet, tıpkı gecekondu yapan zihniyet gibi hiç doymadı. En ufak yeşil alana bile göz koydu... 'Yeşil alan avcıları', nerede boş alan varsa bina yapmaya kalktı.
Ve ortaya bugünkü manzara çıktı. Şu olanlara bir bakın, Ataköy'de 6. Kısım denilen dere yatağında 650 konut yapılması planlandı. TOKİ bu işi ihaleye çıkardı ve burada çalışma başladı. Şimdi, 650 değil, 950 konut yapılıyor. Nedeni bilinmiyor.
TOKİ bu kararı niçin verdi? 'Burası bana aittir, ben istediğimi yaparım' deme hakkını nereden alıyor?
Kadıköy Ataşehir'in civarında yoğun bir yapılaşma girişimi var. 3 bin 200 konut Soyak'a ihale edildi, 14 bin konut ihaleye çıkıyor, çok yakınındaki bir bölgede ise 6 bin konut sırasını bekliyor. Üç ayrı bölgede yaklaşık 20 bin konut için start verildi.
Düşünebiliyor musunuz, o bölgede bugün bile trafik kilitlenirken, insanlar saatlerce trafikte beklerken, 20 bin konutun getireceği yük buraları ne hale sokar?
Bu yetmezmiş gibi, Meteoroloji'nin üstündeki arsa satıldı, Bağdat Caddesi'ndeki Tarım Bakanlığı'na ait yer de satılacak. Bu kararların gerçekleşmesinin bir tek anlamı var; Kadıköy'ü öldürmek...
Sayın Maliye Bakanı Unakıtan, para kazanmak isteyebilirsiniz ama İstanbul'u boğmaya hakkınız yok! Bir de Bahçeşehir gerçeği var. Bir zamanlar dağ başı denilen Bahçeşehir'e bugün ulaşmanız için saatler gerekiyor. Çevrede yükselen yeni yapılar ve yaratılan yoğunluk bölgeyi yaşanmaz kıldı. Yollar artık bu yükü kaldırmıyor.
Peki bunlar İstanbul'da olurken başta Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, Kadıköy Belediye Başkanı Selami Öztürk, Bakırköy Belediye Başkanı Ateş Ünal Erzen ve Bahçeşehir Belediye Başkanı Kemal Aydın ne yapıyor?
Onlar da bizim gibi sadece susuyorlar.
Bugün SABAH'ın manşetinde çarpıcı bir haberi kamuoyunun gündemine taşıdık.
Aynı sürecin bir yansıması. Umut bağladığımız, oy verdiğimiz belediyelerde bürokratlar, trilyonluk rant tezgâhları kuruyor, kendilerini kurtarmanın planlarını yapıyor.
Biz de onlardan İstanbul için iyi şeyler bekliyoruz. Hayale bak!
Bu gidişe bir dur demenin zamanı gelmedi mi? 'Bi'şey yapmalı!' İstanbullu kentine sahip çıkmalı ve susmamalı. Son söz : Ankara, sen de İstanbul'un yakasını bırak!

YAZARIN BUGÜNKÜ DİĞER YAZILARI
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA