Türkiye'nin en iyi haber sitesi
MAHMUT ÖVÜR

Ağca, Polat ve kopyaları

Hep söylenir ya, reklamın iyisi kötüsü olmaz diye. Kurtlar Vadisi Irak filminin durumu da tam bu. Övülse de yerilse de filmin reklamı oluyor. Bu sürecin yapımcılara para olarak dönmesi ilk bakışta başarı sayılabilir ama işin öteki boyutları gerçekten vahim. Filmin veya dizinin kahramanı nihayetinde bir 'tetikçi.'
O 'tetikçi' stratejisini ülkede yükselen 'ulusalcı dalga' üzerine kurunca kelli felli siyasetçileri bile etkiliyor.
Onlar da bu 'sanal kahraman'ın yarattığı zemin üzerinde siyasi nutuk atıyorlar.
Oysa Türkiye, 'sanal' olanı bir yana son yirmi yılda gerçek 'Ruhsatlı Mafya Babaları' nın yarattığı tehdit, şantaj ve korku üzerine kurulu sistemin bedelini ağır ödedi.
Bu sürecin yaratılmasına medya da ciddi katkı sundu.
Medya her mafyatik olaydan sonra 'Ünlü baba konuştu' veya 'Kim bunlar?' gibi 'güya' küçümseyen manşetler attı.
Oysa her manşetin onların hanesine bir artı yazdığını ne yazık ki kimse görmek istemedi.
80'li yılların ortasından itibaren 'yeraltı dünyası' üzerine haber yapan biri olarak, bu yaklaşımın nasıl bir 'ranta' dönüştüğünü bizzat yaşayarak gördüm.
Yaptığımız her haber adı geçen 'Ruhsatlı Mafya Baba' larının 'haraç' rayicini ikiye, hatta üçe katlıyordu.
Durum, öyle bir noktaya gelmişti ki, Bursa Cezaevi'nde yatan bir 'Mafya Babası' bir oteli kurşunlattıktan sonra olayın basında yer almaması üzerine beni cep telefonuyla aramış ve şöyle demişti: "Mahmut kardeş bizim çocukların otel icraatını duydun mu? Bu çok önemli. Kimsenin yazmaması ilginç değil mi? Devleti soyanlara karşı bir hareket yapıyoruz ama yazılması engelleniyor. Biraz ilgilensen sevinirim." Amaç çok açık. Onlar eylem yapacak, biz yazacağız. Böyle de oldu. Toplumda korku yaygınlaştı. Zaten arkalarında ciddi bir devlet gücü vardı. Basın da bu gücü pompaladıkça ortaya devleti bile tehdit edebilecek 'çeteler' çıktı.
Bu acı gerçek toplumun, devlete de, adalete de, polise de güvenini sarstı.
Ve bir avuç 'çeteci' ye neredeyse teslim olduk. Kimimizin 'kimyası değişti' kimimiz 'beni vuranı tanımıyorum' demek zorunda kaldı.

Tetikçilerin
sanal versiyonu
Şimdi onların büyük çoğunluğu cezaevinde. Henüz tam hesap sorulmasa da bir biçimde etkisiz hale getirildiler. Ama bu kez de onların 'sanal'
versiyonu Polat Alemdar'la başımız dertte.. .
Hayatımızı esir almış durumda. Giyimiyle, tavrıyla milyonlarca genç çocuk ona öykünüyor.
Peki o 'sanal kahraman' ne yapıyor? Bir yandan güya mafya babalarına meydan okuyor, öte yandan onların kullandığı her yolu mubah sayan bir yöntemle vuruyor, öldürüyor, bombalıyor... Bu arada ne kanun dinliyor, ne de hukuk kaygısı taşıyor.
Son olarak da Irak olayına el atarak 'ulusal gururu' okşayan bir rolle karşımıza çıktı. Şimdi herkes onu tartışıyor.
Peki ya sonuç? Önceki gün deneyimli bir siyasetçi ile konuşuyorduk. Filmi seyrettiğini söyledi. Ardından da kendisine göre bir seyirci tahlili yaptı: "Filmi seyrederken dikkatimi çekti. Gelenlerin çoğu eli yüzü düzgün insanlardı. 16 ile 45 yaş arası bir topluluk vardı. Özellikle Amerikalılar'ın sivil halka yaptıkları çok çarpıcıydı." Bu ilginç yaklaşımı dikkate alarak birkaç sinemaya gittim. Benim gördüklerim farklıydı. Gündüz kuşağında sinemalara gelenlerin çoğunluğu 15-17 yaş arası gençlerdi. Gruplar halinde gelen gençlerin çoğu atkılıydı ve ellerinde tespih vardı.
Yaşça küçük olan bir genç ötekine şöyle diyordu: "Abi paltonu omzuna atsana. Tam Polat Alemdar gibi olursun." Çocukların yeni kahramanı o. Yani 'tetikçi . ' Vuruyor, kırıyor, bombalıyor ve onlarca insan öldürüyor. Çevreme baktığımda yüzlerce Polat Alemdar kopyası vardı.
Paltolu, atkılı ve tespihli... Dün, kendilerine 'halk kahramanı' diyen
'çete' liderleriyle bugünün 'sanal kahramanı' arasında ne fark var?
Şiddet meşru görüldükçe, daha çok Ağca'lar, 16 yaşındaki Trabzonlular çıkacak. Kimi Papa'yı vuracak, kimi de Papaz'ı.
Ama asıl kendimizi ve geleceğimizi vurduğumuzun ne yazık ki farkında değiliz.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA