Üç günlük Kazakistan gezisinde sadece açılışlara davetlere katılmadık. Zaman zaman şehri de dolaştık.
Eski ve yeni şehir arasındaki ciddi fark da, devlet binalarının devasalığı da bizi şaşırttı.
Bir de meşhur Borat filminin yarattığı sonuca şaşırdık. Sibirya sınırındaki başkent Astana'yı dolaşırken aklımızın bir yerinde olay yaratan Borat filmi vardı.
Birkaç yıl önce Amerika ve İngiltere'de gişe rekorları kıran filme, Kazakistan ilk başlarda 'Kazaklarla dalga geçiliyor' diye çok büyük tepki göstermişti.
Hatta sadece Kazakistan'da değil, Rusya'da bile gösterilmesi yasaklanmıştı.
Oysa bazı eleştirmenlerin yazdığı gibi oyuncu ve senarist Sacha Baron Cohen aslında Kazaklardan çok Kazakistan'ın nerede olduğunu ya da nasıl bir ülke olduğunu bilmeyen hatta fikri olmayan "ahmaklarla" dalga geçiyordu.
Doğrusu filmi kim nasıl yorumlarsa yorumlasın Kazakistan'ın tanıtılmasında inanılmaz katkısı olduğu bir gerçek.
Bunu Kazaklar biraz tebessümle kabul ediyor.
İş hayatına yeni atılan genç Kazak Arman Niyazbekov şöyle diyordu:
"Reklamın iyisi kötüsü olmaz diyorlar ya, bu filmde Kazakistan'ın reklamını yaptı. Filmden sonra en başta Amerikalılar olmak üzere dünyanın birçok ülkesinden turist akını oldu. Filme kızdık ama bizi olumlu etkiledi."
İçinden nehir geçen Astana'yı geride bırakırken, şunu düşündüm:
"Astana son on yılda yeniden kurulan bir şehir. Türkiye'nin de yeni cazibe merkezi şehirlere ve yeni ufuklara ihtiyacı var."