Türkiye'nin en iyi haber sitesi
MAHMUT ÖVÜR

Sivil siyasetçi Erbakan

Türkiye'nin yarım asırlık siyasi tarihinin önemli aktörlerinden biriydi Prof. Dr. Necmettin Erbakan...
Sadece akademik dünyada değil siyaset dünyasında da adı daha çok "hoca" olarak anıldı.
Hoca, Cumhuriyetin demokrasiyle buluşması mücadelesinde, vesayet rejiminin ötekileştirdiği, dışladığı dindar kesimleri merkeze taşıyarak, güçlü bir siyasi aktör olduğunu gösterdi.
Bunu da 1960'larda Anadolu sermayesinin fitilini ateşleyerek başlattı. Ardından 1969 yılında siyasete atıldı.
Anormal olan Cumhuriyet rejimine "nizam" vermek için yola çıkmıştı. Daha ilk adımda kurduğu Milli Nizam Partisi kapatıldı. 1973 yılında "Milli Görüş" eksenin de ülkeyi "selamete" ulaştırmak için Milli Selamet Partisi'ni kurdu ve o yıl yapılan seçimlerde 48 milletvekiliyle Ecevit hükümetinin ortağı oldu.
1974 çıkartmasında Kıbrıs'ın tamamını almak isteyen siyasi lider olarak bilindi.
Sonrasında Demirel'in kurduğu "milliyetçi Cephe" hükümetlerinde de kilit partiydi. Ama tüm bunlar, partisinin ve kendisinin "siyasal İslamcı" veya "irticacı" olarak nitelenmesini engellemedi. Oysa o, "Milli Görüş"ü yeni bir siyasi sistem olarak formüle etmişti. Türkiye toplumunun önemli bir siyasi damarı sayılacak, dindarlarla siyaset yaptı ama bırakın "Şeriat Düzeni"ni, "sofuluk"la bile siyaset arasına bir mesafe koydu.
Cumhuriyeti kuran parti içinden çıkmayan sivil bir siyasetçiydi. Temsil ettiği kitleyi ve örgütlerini kritik olan 70'li yıllarda bile şiddetten uzak tutmayı başardı.
Belki de bu nedenle partileri, her darbenin, en önemlisi de 28 Şubat postmodern darbesinin gerekçesi sayıldı.
12 Eylül darbesinden sonra siyaset yasaklarının 87 referandumuyla kalkmasından sonra, Erbakan Hoca, toplumu "refaha" ulaştıracak yeni bir parti kurdu; Refah Partisi...
Bu noktada birkaç şeyin altını çizmek gerekiyor. Erbakan Hoca ve ekibi, Türkiye siyasetinde çok farklı dinamikleri harekete geçiren ilklere imza attılar. Sağ iktidarlarla yerel yönetimler arasında yeni bir ilişki kurdular.
Örgütlenmede ve siyasal çalışmada teknolojiyi devreye soktular. Partilileri, seçmen sandık başlarında aktif görev yapmayı başlattılar. Bu yaklaşımlarla 1991 seçimlerine MHP ve Millet Partisiyle birlikte girdi ve iktidara giden süreç başladı.
Sonraki yıllar siyaseten önemliydi ama zor yıllardı. Milli Görüş hareketi başta İstanbul ve Ankara olmak üzere yerel yönetimleri kazandı ve kazandığı yerlerde toplumla güçlü ilişkiler kuran yeni bir model hayata geçirdi.
Yerel yönetimlerdeki başarı merkezi iktidarı getirdi. İşte Milli Görüş çizgisinin yükselişiyle düşüşü de bu noktada başladı. 89 Berlin Duvarı'nın yıkılmasından sonra yeni bir dünya kuruluyordu. Mevcut statükocu sistem Refah Partisi'nin iktidarını içine sindiremiyor ve tuzaklar kuruyordu.
Refah yönetimi ise süreci iyi yönetemediği gibi küresel dünyayı anlamakta da geç kaldı. Böylece vesayet rejiminin baskısı ve küresel sürecin dayatmasıyla refah içinde bir "fazilet" arayışı başladı.
O geleneğin ilk yol ayrımıydı bu... Fazilet Partisi sonrası "Milli Görüş" hareketi iki hat üzerinde gelişti. Biri dünyayla, demokrasiyle buluşmaya çalışan, öteki sadece "milli" kalan.
Saadet ikinci yolu, AK Parti ise birinci yolu izledi. Ve 2002'deki iktidarıyla Türkiye'nin dindar, muhafazakar kesimlerini merkeze taşıdığı gibi, toplumun büyük çoğunluğunu da ortak bir demokrasi anlayışında bir araya getirdi.
Erbakan Hoca, sadece Türkiye ölçeğinde değil dünya "Siyasi İslam"ı açısından hem dikkate alınan, hem de laik demokratik sistem içinde siyaset yapma yeteneğiyle izlenen bir liderdi.
O siyasi çizgi Türkiye'nin ana damarlarından biriydi ve kendini yenilemeyi bildi. Bu nedenle de iki cumhurbaşkanı, dört başbakan çıkarmayı başardığı gibi bugün İslam coğrafyasıyla batı arasında da siyasi model durumunda. Erbakan Hoca belki Cumhuriyetin demokrasiyle buluşmasını başaramadı ama başarılması için önemli bir siyasi zemin hazırladı. Bugün Türkiye'nin bölgesinde laik, demokratik, hukuk devleti olarak anılıyorsa ve bu özelliğiyle güven veriyorsa bunda Erbakan Hoca'nın önemli bir katkısı var.
Kendisine rahmet, sevenlerine sabır diliyorum...

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA