Türkiye'nin en iyi haber sitesi
MAHMUT ÖVÜR

CHP'li başkanlar 'isyana' hazırlanıyor

CHP'de iç kavga bitmiyor, bitmeyecek de görünüyor. Kılıçdaroğlu rüzgârı başlangıçta iyi esti ama geldiğimiz noktada o rüzgârdan eser yok. Boğucu bir hava var. İnsanlar CHP içi kavgadan, her seçimde yenilmekten, siyaseten değişimi değil statükoyu savunmaktan bıkmış durumda. CHP hiçbir dönem bu kadar boğucu olmamıştı.
Bir yanda Dersim şoku, öte yanda parti içi kavgayla abandone olmuş durumda... Baykal ve Sav'ın budayarak dar alana sıkıştırdığı kadroları, bu kez de Kılıçdaroğlu'nun adamları buduyor.
Parti içi demokrasi, çarşaf liste hayal oldu. Bu mücadelenin en sert yaşandığı il İstanbul... Özellikle Gürsel Tekin'in gücünü kırmak için Kadıköy ve Kağıthane ile başlayan ilçeler operasyonu tüm hızıyla sürüyor. İlçe başkanlarının bir kısmı görevden alındı, bir kısmı da yönetim düşürülerek ekarte edildi.Şimdi onların yerine yeni lidere "biat" edecek kadrolar atanıyor. Anlayacağınız Baykal-Sav ikilisiyle Kılıçdaroğlu arasında pek fark yok... Yani "Osmanlı Bankası'yız" hikâyesi hiç değişmiyor.
İlginçtir Kılıçdaroğlu'nun çevresi her şeyi "sol" adına yapıyor. Parti içi "sol" darbenin plancıları da Erdoğan Toprak ve Süleyman Çelebi. Bu ikili "atama" yoluyla CHP'yi "sol parti" yapacak. Yapacaklar ama onlar yapana kadar ortada bir parti kalır mı çok emin değilim.
Çünkü eski yeni bütün CHP'liler "Artık Yeter" deme noktasında.
Peki, ne olacak? Ne olacak sorusuna cevabı Ankara değil, başını İstanbul'un çektiği taban veriyor. Henüz bir rotaya oturmuş değil ama gördüğüm kadarıyla CHP içinde belki de ilk kez "örgütsel katliama" ve "parti içi kaosa" karşı bir "isyan" hareketi başlıyor. Bu hareketin Ankara'da "Acaba bana da fırsat çıkar genel başkan olur muyum?" diye pusuda bekleyenlerle bir ilgisi yok.
Deniz Baykal'ı, Önder Sav'ı, Muharrem İnce ve Haluk Koç'u da aşan yeni bir çıkış bu... Belediye başkanlarının isyanından söz ediyorum. CHP'de irili ufaklı 500 belediye var. İstanbul'da ise hem oy oranı hem de toplumla bağ açısından güçlü sayılabilecek 12 ilçe belediye başkanı var. Belediye başkanlarının ve belediye meclis üyelerinin büyük çoğunluğu da kurultay delegesi...
Bugün kadar belediye başkanları hep pozisyonlarını koruma derdindeydiler ve hiç konuşmadılar.
Önceki akşam CHP'nin en deneyimli belediye başkanlarından Selami Öztürk'le bir araya geldik. Öztürk, halktan aldığı desteğin özgüveniyle şöyle diyordu:
"Parti iyi yönetilmiyor. Büyük bir umutla gelip eskilerin yaptığını yapıyorsanız oradan demokrasi çıkmaz... Sadece örgütlerin yönetimden alınma biçimi değil siyaset üretme biçimi de kimseyi tatmin etmiyor. CHP'nin önce kendi kitlesini, sonra toplumu değiştirecek güçlü bir siyasete ihtiyacı var." "Köklü bir siyaset değişikliği mi öneriyorsunuz?" diye soruyorum: Öztürk hiç tereddüt etmeden cevaplıyor:
"Evet, CHP'nin gerçekten yeni bir siyasete ihtiyacı var. Şimdiki yönetim buna kafa yoracağına kadroları değiştirme derdine düştü. Oysa dünya ve Türkiye çok değişti. Çevremizdeki Arap Baharı'na bakın. Toplumlar artık demokrasi istiyor. Biz de CHP olarak üç temel meselede mutlaka net fikirler ortaya koymalıyız." İstanbul Kadıköy gibi "endişeli modernler"in merkezi olan bir bölgenin belediye başkanı Selami Öztürk üç temel konuyu şöyle sıralıyor: "Gerçek anlamda ileri demokrasiyi hedeflemeliyiz. Kürt meselesini çözüme kavuşturmak için bir projemiz olmalı.
CHP olarak ne önereceksek net önermeliyiz.
Ve AB projesini bir uygarlık ve barış projesi olarak ısrarla savunmalıyız."
Alt alta koyduğunuzda önemli bu tespitlerin, CHP'nin en laik, en cumhuriyetçi bölgesinin belediye başkanından gelmesi şaşırtıcı.
Kürt sorununda altı çizilecek bir öneriyi de şöyle özetliyor:
"Bugün İstanbul'da 3 milyona yakın Kürt yaşıyor. Kürt raporu için Güneydoğu'ya gidiliyor ama ortak yaşamın içinde olan bu insanlara gidilmiyor. Neden?
Gerçek çözümü onlarla bulabiliriz. Ama ne yazık ki ne bizim partimiz ne de diğerleri bu şansı iyi değerlendirebiliyor."
Sinan Aygün'lere
, Mehmet Haberal'lara kapısını açan CHP, kendi içinde yetişen ve halkla buluşan bu isimlerden yararlanmayı hiç düşündü mü acaba?
Tamam, Mustafa Sarıgül'ün ihraç edilmesi üzerine yatıp siyaset üretebilirsin ama kendi belediye başkanlarını nasıl görmezlikten gelirsin doğrusu çok merak ediyorum.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA