Festivalin düzenlendiği Stockholm'ün ünlü meydanın orta yerinde ünlü bir kral heykeli var; Emin Oktay tarihini okuyanlar bilir, Osmanlı'nın Demirbaş Şarl dediği kral XII. Şarl... O aslında İsveçlilerin Fatih'i...
Onun Osmanlı'yla ilişkisi nedeniyle bugün İsveçliler Türkiye'ye daha sıcak bakıyor, hatta AB sürecine en büyük desteği onlar veriyor.
İlginç bir öyküsü var.
O heykele bakarken, yanıma gelen eski solcu yeni sanatçı Burcu-Kudret Ada çiftiyle konuşuyoruz.
Bu ikiliye Anadolu Festivalini soruyorum. Gülen Cemaati'ne yakın isimlerin düzenlediği böyle bir etkinliğe soldan nasıl bakılıyordu:
Kudret Ada şunları söylüyor:
"Bugüne kadar böyle büyük bir etkinlik yapılmadı. Şu ana kadar da kimseyi dışlamadan herkesle diyalog içinde bu işi götürüyorlar. Bence çok önemli bir başarı..."
Festival alanını gezerken, çok sayıda Türkiyeliyle konuşuyorum. Büyük çoğunluğu da 12 Eylül nedeniyle ülkeyi terk etmek zorunda kalan solcular. Onlardan biri de Zafer Albayrak.
Albayrak, Türkiye'yi yakından izliyor ve etkinliği şöyle değerlendiriyor:
"Türkiye mozaiğini ayrım yapmadan buraya taşımışlar. Roma'da, Süryani de var Osmanlı da... Bence bu Türkiye'deki herkesin değiştiğini ötekini anlamaya başladığını gösteriyor. Hâlâ değişmeyenler var ama ben süreci olumlu buluyorum."
Stockholm'de güneş bir görünüp bir kayboluyor. Biz biraz üşüyoruz onlar bahar keyfinde... 14 ada, 57 köprüden oluşan ve kayalar üzerine inşa edilen bu şehri gezerken, hayranlık duymamak mümkün değil...
İsveçliler bugün dünyanın en ileri demokrasisini yaşıyorlarsa bunda iki yüz yıldır savaş yaşamamalarının da büyük katkısı var.
Bunu biz neden başaramayalım?