Başbakan Erdoğan'ın Kürt milletvekilleri, bölgedeki il, ilçe ve kadın kolları başkanlarıyla ne konuştuğu az çok tahmin edilse de konuşma ortamı, konuşma özgürlüğü ve yaşanan sıkıntının aşılıp aşılmayacağı yine de merak ediliyor.
İstişare toplantısına 60'a yakın Kürt milletvekili ve çok sayıda AK Parti temsilcisi katılıyor. Üç dakikayla sınırlanan konuşma zaman zaman aşılsa da 30 milletvekili bir yolunu bularak derdini anlatıyor.
Peki, neydi milletvekillerinin derdi? Dışarıdan bakınca görünen şu: Kürt milletvekilleri bölgede PKK-BDP hattının propagandası karşısında toplumla buluşacak siyaset üretmekte zorlanıyor.
Buna neden olarak da AK Parti'nin siyaset dili gösteriliyor. Bir milletvekili şunu söylüyor: "AK Parti, geçmişte başka partilerin yaptığı yanlışa düşüp devletten değil, milletin vekillerinden bilgi almalı. Valilere danışılıyor ama ne yazık ki bize kimse bir şey sormuyor."
Tabii sadece bu iletilmiyor. Daha yumuşak ve kucaklayıcı bir siyaset dili bekledikleri, sık sık Zerdüştlüğe vurgu yapılmaması gerektiği ve Uludere konusunda belirsizliğe son verilmesi de isteniyor.
Başbakan Erdoğan da dinleyip not alıyor, zaman zaman Zerdüştlük ve Uludere konusunda olduğu gibi cevap veriyor ama en çok üzerinde durduğu konu çözüm önerisi getirmeleri: "Arkadaşlar hep tahlil yapıyorsunuz. Ben sizden çözüm bekliyorum. Çözüm öneriniz ne?"
Başbakanın "tahlil yapmayın bana ne düşündüğünüzü söyleyin" sözleri milletvekilleri arasında "Beni yalnız bırakmayın destek olun" çağrısı olarak yorumlanıyor. Başbakan'ın daha önce dile getirdiği "O kadar yatırım yapıyor, hizmet götürüyoruz ama siz sokağa inip bunu savunmuyorsunuz" sitemini hatırlattığım bir milletvekili şöyle cevap veriyor: "O konuda başbakanımız haklı. Bizim arkadaşlarımız yapılanları savunma konusunda başarısız."
Bir başka milletvekili ise şöyle diyor: "Toplantı çok verimli oldu, sadece gaz alma toplantısı değildi. Şu yanlıştı, bu hataydı diyerek çok açık konuşuldu. En çok da bölgede valilerin öne çıkması eleştirildi."
Anlaşılan Başbakan Erdoğan'ın "çözüm önerisi getirin" demesi ve herkesin rahatça eleştirilerini dile getirmesi Kürt milletvekili ve teşkilat başkanlarını harekete geçirmiş görünüyor.
