Türkiye'nin en iyi haber sitesi
MAHMUT ÖVÜR

Utanç manşetleri

Cumhuriyet gazetesi basın tarihine bir kez daha utançla geçecek bir manşetle çıktı. Bir yanda kocaman terörün fotoğrafı, öte yanda Cumhuriyet adına yazılan utanç belgesi diyeceğimiz bir başyazı... Şu satırlara bakın, bu teröre açıkça destek ve meşruiyet sağlamak değil mi? "Bir yanıyla adaletin ayaklar altına alındığı bir ülkede, yargıdan umudunu kesenlerin, kendi adaletini uygulamaya başlamasının sinyali var."
Bu cümlenin Türkçesi şu: Yargıdan umut kesilmişse silah kullanmak haktır. Bu tespitin yalan ve yanlış olduğu bir yana, yaşanan terörün gerekçesi olarak bir gazetenin manşetinden sunulması dehşet verici. Terörün hiçbir gerekçesi olamaz.
Şu satırların yanına elindeki silahı bir savcının başına dayayan teröristi koyar, ona da "polislerin kimliğini talep eden eylemciler" derseniz, ardından söylediğiniz "her türlü şiddete karşı durmalı" sözünüzün hiçbir anlamı kalmaz.
Ortada bir yargı mensubuna, dahası yargıya yöneltilmiş açık bir terör eylemi var. Talepleri de o zihniyete uygun: "O isimlerin halkın karşısına çıkıp canlı yayında suçlarını itiraf etmesini istiyoruz. Daha sonra tabii ki o suçun cezası neyse halk tarafından halk mahkemesinde verilmesini istiyoruz."
Aklı başında hiç kimse veya devlet bunu kabul etmez. Bu durumda, elinde silah adliyeye girip can alanları "eylemci" olarak yani "demokratik eylem" yapanlar olarak göstermek ikiyüzlülük bile değil resmen yalancılıktır.
Siyasetçiler veya medya mensupları bu gerekçeyle terörü haklı gösteremez. Dahası iki ay sonra bir seçim var. Çıkın meydanlara, bu halka söyleyecek sözünüz varsa sandık size cevap verir. Ama işin doğrusu sizin asıl derdiniz bu halk...
O halkta bir karşılığınız olmadığı için "teröre" bile prim verecek kadar uçlara savruluyorsunuz. Geçmişte gördük, sağ veya sol örgütler kullanılarak darbelere zemin hazırlandı. Şimdi muhalefet cephesinde ve medyadaki kirli akıllar, iç ve dış derin yapıların desteğiyle yeni bir çatışma hattı oluşturmaya çalışıyor.
Bu kirli oyun bilindiği halde, ikide bir seçimlere giderken "iktidar gerilim istiyor" yalanını da artık bırakın. Gerilimi asıl isteyenlerin sandıktan korkanlar, sokakları ateşe verenler ve kriz duasına çıkanlar olduğunu herkes biliyor.
Bakın şunu söyleyen de sizsiniz: "AK Parti hükümeti, her seçim öncesi PKK'yi kandırıp ateşkes sağlıyor." İyi de hem çatışma olmasın diye PKK'yi kandıran bir iktidardan söz edeceksiniz hem de o iktidarın gerilimden beslendiğini "korkulan oldu" diye ilan edeceksiniz. Böylece güya şiddet ve teröre karşı bir duruş sergilemiş olacaksınız. Siyaset üretememe, güçlü siyasi aktör çıkartamama ve her seçimde yenilgiyi tatma sizi bunalttı. Bu yüzden ne zaman ne söyleyeceğinizi de şaşırdınız.

Aynı şeyi Gezi'de o çocuklara güzellemeler dizip kışkırtarak, 17-25 Aralık darbesine imza atan Paralel Yapı'nın bu ülkeye yaptığı kötülüğe destek vererek ve her sorundan kaos ve kriz çıkartmak için çaba harcayarak yaptınız ve yapmaya da devam ediyorsunuz. Ama bilin ki işe yaramayacak, ikiyüzlülüğünüz ve yalancılığınız çok net ortaya çıktı. Yolun sonu görünüyor.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA